sözlük yazarlarının aşk hikayeleri

entry292 galeri
    165.
  1. Part 21

    Hatırlıyorum hallerimi de, resmen çocukluk. Dersteydim mesajı aldığımda. Biliyorum daha sürer o evden çıkması. Ama o heyecan bastı bir kere beni. Dersin ortasındayız, kalktım ayağa. "Tiçır" dedim, "ay hef tu go". "tu ver?" dedi ama, sanane lan işte gavur, gidiyorum ben. Gittim de.

    Hemen benim yurdun aşağısına ayarladığım misafirhane yurdunu tekrar kontrol ettim. Bir sorun çıkmasın diye. Zaten aslına bakarsanız o iş yalan, oda arkadaşım yok o aralar, benim odamda yatacak. Ihım ıhım, neyse efendim.

    - Arkadaşım birkaç saate gelir, herhangi bir sıkıntı yok değil mi?
    + ismi nedir?
    - O-x.
    + Hayır. Kaç gün kalacak o yazmıyor yalnız.
    - Belli değil. Ben 3 gün demiştim ama, boştur zaten sanırım.
    + Boş boş şimdilik, istediği kadar kalır.
    + Kalır tabi, nolacakkk ya..

    Öyle bir tonlama yaptım ki sanırım, kadın da durumu anlayıp güldü bana. O gülünce bende güldüm. Tanımadığım kadınla gülüşüyoruz.
    Hanımefendi ile durumumuz şu;

    #t=17 sevgili sözlük ^^
    Yalnız hanım arkadaşlarınızın odalarında bulunmanız yasak biliyorsunuz değil mi diye eklemeyi de unutmadı.
    Biliyorum tabi dedim, son derece ciddi.

    Çıktım, zaman öldürdüm. Kafeye gittim. Çimlere geçtim. Odama çıktım. Hemen iki oyun attım zaman geçirmek adına. Aradı.
    "Lan! neredesin?" diye açtım telefonu. Öküz castielaoh.
    "Lan! az kaldı dur, beni arkadaşıma bırakın dedim, taksi parası da beleşe geldi. muahaha." tencere - kapak.

    Bu duyguyu anlatmak istiyorum, yazıya dökmek istiyorum yani ama. Ama o kızın bana 10 dakika aralıksız sarıp bırakmamasını anlatacak kelimelerim yok. Cidden yok. Aslına bakarsanız size detaylı anlatacak kadar hatırlayamıyorum da. Geceye kadar fazla konuşmadığımızı hatırlıyorum, öylece oturduk çimlerde. Hangi kelimeyle anlatırsın o günü derseniz, o kelime huzur olur sanıyorum.

    Tabi asıl mesele gece başladı. Gece dediğim de sabaha doğru yaklaşıyoruz. Kız da yorgun. Uyumak istiyor ama söyleyemiyor farkındayım. Gözler çöktü. Sordum:
    - "Uykun geldi mi?"
    Evet bile diyemiyor.
    - "Gelmiş gelmiş. Hadi gel yerleşireyim seni." dedim, kaldırdım.

    Peki nereye götüreceksin castielaoh diye soruyorum kendime, tam o sırada kendisi soruyor.
    - "Nereye gidiyoruz?" - Mahçubiyeti görmeniz lazım.. -
    + "Oda ayarladım sana benim yurtta. Bu da anahtarı bu arada." Anahtarı veriyorum.
    Ben anahtarı verdim, o da aldı tabi.

    Çok büyük ikilemlerde kaldım ama. Şimdi "Gel bana" demeli miydim? Yoksa ayıp mı olurdu? Herhalde ayıp olurdu. iç dünyam şöyle hesaplaşmalarım içindeydi;
    "Kız biraz da muhafazakar tabi. Yok oğlum yok öyle denmez. Hayvan, iki dakika insan ol. Aklın nereye kayıyor hemen.
    Ne alakası var abi? Ondan mı diyorum ben? Gelsin benimle uyusun diye söylüyorum.
    Yav he ondan söylüyorsun.
    ya kes hadi.
    uzatma."

    Muhtemelen sizin de kendinizle konuştuğunuz bunun gibi deli anlarınızı hatırladınız. işte onlardan birini yaşıyordum. En sonunda karar verdim. iyi geceler dedim, öptüm, odasına yolladım.

    Bilmiyorum ne düşünüyorsunuz, ben geri bakınca inanamıyorum. Olan olaylardan, yaşananlardan, zıtlıklardan sonra, bir günde aynı yatakta uyuyacak raddeye gelmek, bana biraz büyülü geliyor. O noktaya o gece varamıyoruz, ama fazla kalmamış gibi geliyor.
    0 ...