kimisinin "asıl neden doğudaki anti-hümanizm ve anti-demokratikliğe ve bunların doğurduğu yaşam yoksulluğuna ve geri bıraktırılmışlığına tepkidir." olarak ifade ettiği nedendir.
madem amaç anti-hümanizme karşı hümanist, anti-demokrasiye karşı demokratik tavır koymaktır, bu iş şiddetle mi olur? diyelim ki başka çare yok... o zaman şiddeti uygulayan örgütün hiç değilse kendi içinde hümanist ve demokrat olması gerekmez mi?
hümanizm ve demokrasi, kendi üyelerini "objektif ajan", "subjektif ajan" suçlamalarıyla kurşuna dizerek mi yapılıyor? uyuşturucu satarak mı hümanist ve demokrat olunuyor?
demek ki memlekette mevcut olduğu şüphe götürmeyen anti-hümanizm ve anti-demokratiklik sorunları pkk'nın asıl derdi değildir.
bir de "geri bıraktırılmışlık" kavramına bakalım. bu konuda söylenebilecek çok söz var ama çoğu bir kenarda dursun. diyelim ki kasti bir "geri bıraktırılmışlık" durumu var -ki bu teze kısmen katılabilirim- çaresi aşiretlerle, feodallarla işbirliği yapmak mıdır? devlet bunu yapıyor. zaten o sebeple "bu teze kısmen katılabilirim" diyorum. peki pkk bunlarla işbirliği yapmıyor mu? ahmet türk kimdir? bugünlerde birer birer anlaştıkları korucu aşiretleri ne ayak? pkk'nın talepleri arasında feodalizme son vermeye yönelik talepler var mı? doğu'daki tecavüzcü, kadın düşmanı kültürle mücadele etmek için yaptıkları yeterli mi?
velhasıl tüm bu tezler asıl gerçeği, yani mikro milliyetçilik üzerinden parsa toplamak amacını gizlemeye yönelik, geçersiz tezlerdir.
