Acun'un hatası 'Survivor'da hükümranlığını ilan eden bir 'tiran' ortaya çıkardı. Üç ayı aşkın zaman boyunca Turabi adada yer yer düşük yoğunluklu, yer yer büyük ölçekli terör estirdi Survivor bitti ve Turabi kazandı. Tahminimiz doğru çıktı. Türkiye kabadayılığı, daha doğrusu hem kabalığı hem dayılığı, hem de hoyratlığı, zorbalığı ve maşizmi tercih ettiğini popüler kültür cenahından da bir güzel örnekledi.
Sonucu doğru tahmin eden önceki yazımıza okurlarımdan geribildirimler geldi ki bazılarını burada satır aralarına serpiştireceğim. O yazıda Survivor ve siyaset, seyirci tercihi ve seçmen tercihi, nihayet Erdoğan ve Turabi arasında koşutluklar ima eden cümleler sarf ettik. Survivor sonucu üzerine sosyal medyada dönen yorumlarda da aynı minval üzere olanlar var. Hatta bir paylaşımda AKP=Turabi, Gökhan=CHP eşitlikleri kurulmuş. Değerli okurum Aziz Uygar Kılınç da sonucun halkımızın iyiye, güzele değil, kabalığa, şiddete ve zorbalığa prim tanıdığını gösterdiğini kaydettikten sonra bu durumun son yerel seçim sonuçlarını düşünürsek şaşırtıcı gelmemesi gerektiğini de ekliyor.
Dolayısıyla Survivor bir memleket meselesidir ve üzerine konuşulmayı hak etmektedir.
Acuna yüklenerek başlayalım! Yanlış yapmış, bir haksız rekabet uygulamasına imza atmıştır. Hayatını yumruk ve tekme atmaya adamış, dövüş sporlarında ustalaşmış bir adamı tartışma, zıtlaşma ve çatışmanın doğal ve kaçınılmaz olarak hayli yoğun yaşandığı ama eşit koşullarda yaşanması da gereken bir yarışma zemininin ortasına bırakamazsınız! Bunu yaparsanız sadece kuzuların arasına bir kurt salmış kadar olursunuz! Bir kickboxçu ile bir futbolcu, voleybolcu, atlet, manken, komedyen, oyuncu ve diğer alanlarda yetişmiş kişilerin, gerilimin kaçınılmaz olacağı uzun süreli bir etkinlikte bir arada olması kabul edilemez.
Belki karışımızdaki kişi, performansını ringle sınırlamayı, onun dışına taşımamayı etik olarak özümsemiş biri olsa bu yine de kabul edilebilirdir. Ama Turabinin öyle olmadığını ilk günden gördük. Acun da gördü ama görmezden geldi.
Tabii böyle bir zeminde kurdun kurtluk yapması, kurtluğa ne kadar yaraştı o da ayrı konu!.. Acun, Survivor Boksörler-Kickboxçular, Survivor Judocular-Tekvandocular ya da (metaforik olmak gerekirse) Survivor Bozkurtlar-Akkurtlar, vb. bir formatta ancak yarıştırabilirdi Turabiyi Ve biz Turabi ne kadar Kurt, ancak o zaman anlardık. Tolga Karele kurt olmak, kurtluğun şanından da, ahlâkından da değildir!..
Sonuçta Acunun hatası Survivorda hükümranlığını ilan eden bir tiran ortaya çıkardı. Üç ayı aşkın zaman boyunca Turabi adada yer yer düşük yoğunluklu, yer yer büyük ölçekli terör estirdi. Kendi takımından da, karşı takımdan da, adadaki herkesi büyük bir psikolojik baskı, tedirginlik ve depresyon içine soktuğu kanaatindeyim.
Turabinin adada böylesine özgürce, ferah ve hiçbir kısıta uğramadan, ağzıyla, elleriyle, kollarıyla, bacaklarıyla, gördüğümüz-görmediğimiz, ekrana yansıyan-yansımayan başka her yeriyle, manileri ve yüz jestleriyle böylesine şiddet üretmesi ne kadar alışılmadıksa Acunun da böyle bir yarışmacıya sonuna kadar ruhsat vermesi o ölçüde şaşırtıcıydı.
Yarışma başladığında ilk çıkan söylentiler, Acun Ilıcalının da Turabinin tavır ve davranışları konusunda ciddi rahatsızlık içinde olduğu, hatta onu yarışmacı olarak adaya getirmekten pişmanlık duyduğu şeklindeydi. Gelgelelim, sevgili okurum Mithat Demirkol gibi, Acunun, Turabi'yi desteklediğini, oyun sonrası yaptığı hareketlerin bile diskalifiye edilmesi için yeterli olduğu halde onu şemsiyesi altına alıp birinci yaptığını ileri sürenler de var. Demirkol, SMS oylamasının sağlıklı olduğunu da düşünmüyor.
Bu iddiayı da yabana atmak kolay değil. Çünkü oylamaya katılanların Sistemimiz şu anda hizmet veremiyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz diye refüze edilmesine de, zamanında Mesajınız alınmıştır diye geribildirim gelmeyen SMSlere oylama süresi dolduktan sonra Bu yarışmacı için oylama aktif değildir şeklinde mesajların yığınlar halinde gelmesine de tanık olundu! Umuyoruz ki bunlar istendik olmaktan çok teknik arızalardır!..
Ancak, Acun Turabiyi istedi diyenlerle istemedi diyenlerin arasını bulma arzusuyla şu spekülatif düşüncemizi de paylaşalım: Ben Acunun Turabinin ilk günden adada bir Ali kıran-baş kesen haline gelmesinden mustarip olduğunu düşünüyorum. Çok fazla tolerans göstermek gibi bir niyeti olduğunu da sanmıyorum. Bununla birlikte zaman ilerledikçe Acun, kendisini ciddi sıkışıklık içine sokan şu ikilemle karşı karşıya kaldı: Ortada Turabiden başka şovun ihtiyacı olan, seyri dinamik kılacak kimse yoktu. Bu önceki sezonlarla kıyaslandığında çok farklı ve ciddi bir durumdu. Ki bu durum, benim de en başta dillendirdiğim öngörüyü boşa çıkartan bir etki yaptı.
Survivor üzerine ilk yazımda Turabinin tutum, davranış, edep, adap, ahlâk bakımından sorunlu-sıkıntılı yanlarını sıraladıktan sonra Rocky 3 filminden ilhamla bir değerlendirme yapmış ve seyircinin seyir hatırına bir süre 'zorba'nın çekiciliğine cevaz verse de son noktada bir Rocky arayışına gireceğini, bunun önceki Survivor sezonlarından da tecrübeyle sabit olduğunu belirtmiştim. Nitekim bir diğer okurum, yazımın altına düştüğü yorumda (user419843) üç sezon önceki Survivorda iyi aile çocuğu diye tanımladığı Derya Büyükuncu ile mahallenin kabadayısı Nihat Doğan'ın mücadelesinden Derya'nın başarılı çıktığını belirterek şimdiki durumdan farklı bir Türkiye tecrübesini bize hatırlatıp bunun nedenini de soruyor.
Nihatın Turabi kadar terbiye sınırlarını zorlayan bir noktaya gelmediğini kaydederek şunu söyleyebilirim: O zamanki, Survivorda göz doldurup seyircinin ilgi ve teveccühüne mazhar olan zengin bir yarışmacı çeşitliliği vardı. Nihata rakip yarışmacıları destekleyenler kendi adayları elendiğinde Nihatın karşısındaki isme yöneldiler. Dolayısıyla o sezon, adadaki rekabet, ekran başındakilerin rekabetine de iyi yansıdı.
Bu seneki Survivorda şaşırtıcı şekilde eksik olan buydu ve ben ilk birkaç haftadan sonra Rocky öngörümün gerçekleşmesinin imkânsız olduğunu hissettim. Ortada ne Ünlüler takımından, ne de Gönüllülerin geri kalanından Turabiye seçenek oluşturacak seyirlik kapasitede bir isim, bir Rocky adayı yoktu. Gökhan, keşke başta çok silik kalmayıp daha erken sivrilerek sıkı bir oy potansiyeli oluşturabilseydi! Yükselişi, atı alan Üsküdarı geçtikten sonra oldu.
Bu durumda mimikleriyle, manileriyle, lâflarıyla kimine çekici kimine çirkin gelen Turabi, herkes için seyri daim kılan tek figür olarak seçkinleşti.
E, böyle olunca Acun ne yapsın?! Turabi küfür de etse, hareket de çekse, örtük ya da açık şekilde tacizkâr da olsa bu reyting yumurtlayan tavuku kesmeyi göze alamadı. Tamamen duygusal yani!..
Turabi kazandıktan sonra özellikle sosyal medyada sonucu protesto etmekten öte ilginç şekilde politize edenler de oldu. Başta belirttiğim üzere şu formül önerildi: Turabi=AKP, Gökhan=CHP
Kurulan eşitliklerin ideolojik olmaktan ziyade kültürel olduğuna kuşku yok. Ne Turabinin, ne de Gökhanın parti tercihlerini biliyoruz. Ama mesajı da alıyoruz! Türkiye, güce, şiddete, hoyratlığa, erkekliğe, ataerkilliğe, maçoluğa, Ağır Abiliğe, posta koymaya, harbilik adı altında argoya çok daha fazla prim veriyor. Bu söylediklerimizin zıttı haslet ve hususiyetler, topluca Beyaz Türklük yaftasıyla karşılanıyor. Gökhan Keserin temsili karşılığı da sanırım bu oldu.
Son sözümüz de ona olsun: Gökhancım üzülme! Buraya kadar gelip de temsil ettiğin Türkiye için sana teşekkür borçluyuz. Aldığın oy hiç yabana atılır değil ve her şeye rağmen Türkiyeden ümidi kesmemek için de bir neden
Keşke CHP de senin kadar oy alsa!..Ve şu malûm deyişi sakın unutma, kimse de unutmasın: Kantite, kalite değildir!.TAYFUN Atay / Radikal