zamanında annelerinin neler çektiğini görmelerinden kaynaklıdır.
aşk için okulunu bırakmış,
para pul umursamamış,
saçı okşansın, sevilsin istemiş,
yahut
ailesi tarafından evlendirilmiş
anneler, yıllarca ne eziyetler çekmişler.
sobanın üstünde yemek yapmışları mı ararsın,
parasızlıktan pazara çıkamayanı mı... çevresi tarafından küçük görüneni mi ararsın, kimi zaman şiddet göreni mi... gecenin bir yarısı araba bulunamadığı için kendi kendine doğum yapmak zorunda kalanı mı ararsın, bebeğine bir çorap alamayanı mı...
yitip giden hayallerden söz etmiyorum bile.
parayı umursamadan sevdiği/eşi olan adamı olduğu gibi kabullenip kahrını çekmiş kaç kadının kıymeti bilindi ki?
o yüzden evlenecek/ilişki isteyen erkek de hazırlasın kendini bazı kriterlere göre. hem züğürtlük çek, hem kıymetin bilinmesin. kadınlar bu klişeden nefret etmiş halde.
fakirlik ayıp değil elbette. ama çabalayacaksın kardeşim.
yemeğin pişirilsin, ütün yapılsın istiyorsan; kadınına iyi hayat şartlarını sağlamak için de uğraşacaksın.
yattığın yerden fedakarlık beklemekle adam olunmuyor.
adamsan kadınını mutlu etmek için yaşayacaksın!
not: eksi basmak özgürlüğünüz, buyrun basın. ama kuyruğu kopmuş kedi misali özel mesajla saldırmayın, iğrenç görünüyorsunuz burdan bakınca.
