ekmeleddin mehmet ihsanoğlu

entry1308 galeri
    228.
  1. rakamlara değil de isme yatırım ise gayet de başarılı olabilecek bir aday.

    şimdi chp-mhp ve bunları konjonktürel olarak destekleyen farklı gruplardan insanların yaptıkları hesabı çok iyi biliyorum. ilkokul öğrencisi gibi dört işlem yapıyorlar. chp+mhp+bbp+sp+az bir miktar akp... çok açık konuşuyorum, bu matematik profesörlerinin(!) hesabı tutmayacak. son dönemde akp karşısında sürekli birleşen ve benzerleşen mhp ve chp bile 2014 yerel seçimlerinde hüsrana uğradılar. bunu aldıkları oy oranlarına bakarak da söylemiyorum, sakın yanlış anlamayın. ankaraya, istanbula bakarak, anadoluya bakarak söylüyorum.

    http://secim2014.hurriyet.com.tr/il/ankara-6-1 bakın burası ankara. kızılayda anket yapsanız belki insanların yüzde 70inin melih gökçek'e yaka silktiği şehir. mhp, chp, bbp oylarını toplasanız yüzde 53 eder. soruyorum size, mansur yavaş bu üç partiden hangisine en uzak adaydır? bbp mi, mhp mi? elbette chp. buna rağmen birleşme sağlanamadı. kimse bana mevlüt karakaya falan demesin. onu da gördük. resmen adam ezberden okudu. gittiği her yerde, ortadoğu gazetesinde yayınlanan röportajının tıpatıp aynısını konuştu. virgülü virgülüne. kazanamayacağını da bütün aklı başındaki ülkücüler biliyordu. neden ona oy verildi melih gökçeği tekrar seçtirmek pahasına? ülkücü duruş bozulmasın diye. açık konuşayım, bunda bence mhp ve chpnin de böylesine kritik bir seçim öncesinde uzlaşıp pek çok şehirde tek adayla yarışmamasının da etkisi çok büyük. neticede ülkücü duruş bozulmadı ve melih gökçek kazandı.

    http://secim.haberler.com/2014/samsun/ bakın burası da samsun. chp ve mhpde en ufak bir birleşme durumu çarpıyor mu gözünüze? il genel meclisinde neyse, belediye başkanlığında da o. sadece akpden bir kaç puan oy devşirilmiş. hepsi bu.

    şimdi diyeceksiniz ki ne alakası var yerel seçimle cb seçiminin. haklısınız, doğrudan alakası yok. ama şöyle bir önemi var: elinizde akpye karşı olan yüzde 55- 60lık bir kesim var. ama bu kitle, hiç bir şart altında bir-le-şe-mi-yor. birinin oyunu alsan ötekisini küstürüyorsun. ikisinin de desteğini alsan bir diğeri sandığa gitmiyor. diktatör olmakla, ülkeyi soymakla suçladıkları başbakana ve onun belediye başkanlarına karşı bile tek bir adayda, bir partinin çatısı altında birleşemiyorlar. asıl sıkıntı da burada zaten.

    o yüzden yapılan hesapların hepsi anlamsız. akpnin kaya gibi, taş gibi bir oy kitlesi var. son yerel seçimlerde yüzde 44 civarı görünüyor. yani 20 milyon civarı oy. seçime katılım oranı yerel seçimde yüzde 90dı. cb seçiminde hhem kürtlerin hem de chp, mhp tabanının ve radikal grupların seçimi boykot etme ihtimali var. ama akp seçmeni her zamanki gibi sandıkta olacaktır. yani katılım yüzde 80'e düştüğü anda başbakan hiç kılını bile kıpırdatmadan cumhurbaşkanını seçtirir yüzde 50 üzeri bir oy oranıyla. işin en güzel kısmı da bunu yapmak için kendi seçmeninden başka kimseye ihtiyaç duymaması. kaldı ki eğer aday rte olursa, bunun mutlaka olumlu etkisi de olacaktır. bu durumda sürpriz bir şekilde daha ilk turdan da seçimi kazanabilirler.

    buna karşılık akp muhalifleri ne yapmalı? bence yapabilecekleri en iyi şey, iyi bir çatı aday bulup meydanı ona bırakmalarıydı. çatı aday tercihlerini cebir hesabı yaparak gösterdiklerini söyledim zaten. yoksa zannetmiyorum ki ne bahçeli, ne de kılıçdaroğlu ihsanoğlunu en baştan beri o pozisyona uygun görsünler. tamamiyle konjonktürel durumdan kaynaklanan bir ortaklık bu. benim için fark etmez. ekmeleddin ihsanoğlunun yapması gereken en önemli şey, tıpkı mansur yavaşın ankarada yapmaya çalıştığı gibi, meseleyi bir parti kavgası meselesinden çıkarmak. tayyip erdoğanın sert, sınıflandırıcı, aşağılayıcı, cahil ithamlarına sakin, farklı ve renkli tonlarla, particilik ve hizipçilik yapmadan cevap vermesi, üslubu ve tutumuyla kendisine oy vermeyecek olanların bile en azından belli bir miktar takdirini kazanması. çünkü son seçimlerde gördük ki ne chpnin, ne mhpnin rteye karşı kazanma şansı yok. o halde tek yol, ezber bozmak. olayı farklı bir boyutta değerlendirip, siyasi partilerin tekeline girmiş olan gündelik siyasete yeni bir anlam kazandırmak. bu bakımdan ihsanoğlu iyi bir aday bence. tanıdıkça daha ayrıntılı da yorumlarız kendisini ama en azından kariyerine baktığım zaman, türkiyenin cumhurbaşkanı böyle biri olmalı diyebiliyorum.

    tüm bunlara rağmen tekrar söylüyorum ki, recep tayyip erdoğanın bu seçimi kaybetmesine çok olasılık vermemek lazım. sadece kendisi ve gül dışında çok sürpriz bir aday göstermesi durumunda kaybedebilir bu seçimi ki öyle bir şey yapmasını beklemek de aptallık olur. ihsanoğlunun buna karşı yerine getirmesi gereken önemli bir misyon var. türkiyedeki siyasete yeni bir başlangıç çizgisi çekebilmek, siyasete yeni bir üslup kazandırmak. isme yatırımdan kastım da oydu. diyorlar ki "hiç kimse tanımıyor bu adamı". güzel olan da o zaten. kimse tanımıyor. hiç bir partili değil. hakkında çok gereksiz ve mesnetsiz ön yargılar haricinde hiç bir şey yok. tertemiz bir sayfa. yepyeni bir isim. çatı aday da öyle olmalı zaten.

    inanıyorum ki, bu adamın chpye de mhpye de mal edemeyeceğimiz her konuşması toplumda büyük şaşkınlıklar yaratacaktır. kendisine hayatta oy vermeyecek akpliler bile "acaba?" diyecektir. yeter ki siyasi partilerin gölgesinde konuşmalar yapmasın. kendisinden beklentimiz de bu. diyeceksiniz ki hiç tanımadığın bir adamın böyle bir tavır takınacağından nasıl emin olabilirsin? şöyle ki, ne kendisinin, ne chpnin, ne mhpnin başka bir şansı yok. ilker başbuğ, ülker tarhan vs gibi saçma sapan isimler de tercih edilmediğine göre, ya da ikinci turda birleşiriz şeklinde bir karar alınmadığına göre, kendisinden beklenen de bu olmalı. tüm bunlar bize seçim kazandırmayabilir, hatta tahminime göre kazandırmayacaktır ama en azından insanlara üçüncü bir seçeneği de göstermesi bakımından çok önemli.
    0 ...