ekmeleddin mehmet ihsanoğlu

entry1303 galeri
    139.
  1. --spoiler--
    Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde çatı adayı olarak Ekmeleddin ihsanoğlunu önerdi. Devlet Bahçeli öneriden memnun, hemen kabul etti. Bahçeli, CHP tabanına da hitap edecek bir ad ararken Kılıçdaroğlunun katıksız bir islamcıyla gelmesine epey şaşırmış olmalıdır. Kırk yıldır islamcılarla kol kolayız, biz bile bu kadar gerisini düşünemedik diye hayıflanması da gayet mümkündür.

    Peki kim bu Ekmeleddin ihsanoğlu?

    Bugün fast-food restorana çalışan alırken bile özgeçmiş soruyorlar. Oysa görünüşe bakılırsa medya, benzer bir özen göstermemizi pek istemiyor.

    On iki yıl önce Erdoğanı ılımlı, Batıyla barışık, Davutoğlunu doktrin sahibi akademisyen diye sundukları gibi, şimdi de ihsanoğlunu benzer etiketlerle tanıtmaya başladılar. Etiket kıtlığı çektikleri anlaşılıyor.

    iHSANOĞLUNUN ŞERiAT CVSi

    ihsanoğlunun kendi internet sitesindeki özgeçmişinde yüksek lisansını Mısır El-Ezher Üniversitesinden aldığı belirtiliyor. Bu, başlı başına dikkat çekici bir referans. Çünkü adı aldatıcı olmasın, bu üniversiteyi rektör değil, şeyh yönetiyor. Daha önemlisi El Ezher, Batı kaynaklı uluslararası siyasal islam ağının (pan-islamizmin) ve şeriat hukukunun merkezlerinden kabul ediliyor.

    Uzun tarihinin konumuzla ilgili bölümü, Birinci Dünya Savaşı arifesinde, ingilterenin Ortadoğudan Osmanlıyı çıkarma tasarıları biçimlendiğinde, El Ezherin, uluslararası islamcı örgütlenme merkezi olarak yapılandırılmasıdır. Bu dönemde El Ezher Üniversitesindeki gelişmeler,pan-islamist akımın Britanya güdümünde şekillendiği kuşkularını da alevlendirmişti. O dönemden beri üniversite, Müslüman Kardeşlerden türlü şeriat yorumcularına dek uzanan, dünya çapında şeriatçı siyasetleri besleme hedefli bir üs gibi çalıştı.

    Nitekim, son yıllarda, Mısırda anayasa değişiklikleriyle şeriat açıkça kabul edildiğinde, şeriat konusundaki otorite de El Ezher Üniversitesi olarak belirtilmişti. Kılıçdaroğlunun AKP islamcılığınca enkaza çevrilmiş cumhuriyetin başına önerdiği ad, dünyaca ünlü bir şeriat üssünde biçimlenmiştir.

    Ekmeleddin ihsanoğlunun cvsinde altı çizilecek nokta bununla sınırlı değil. ihsanoğlu, doktora sonrası çalışmalarını da ingilterede Exeter Üniversitesinde yaptı. Bu üniversite de dünyada siyasal islamcılığın önemli uğraklarından kabul ediliyor. Exeterin öğrenci politikası, kendi ülkelerinde rahle-i tedrisattan geçmiş, geleceği parlak islamcı öğrencilerin çeşitli uzmanlıklara yönlendirilmesine dayalı. Bizde seçme AKP kadroları, Abdullah Gül, Mehmet Şimşek, eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve daha niceleri Exeter Üniversitesinden geçtiler.

    Parantez içinde belirtmeli: ingilterenin bu ilginç üniversitesi ile Türkiyedeki islamcı-milliyetçi kadrolar arasındaki ilişki dudak uçuklatan cinsten olup bu yazının sınırlarını aşıyor. Ama şimdilik şu rahatlıkla söylenebilir: Bu ilişki tam sergilenebilse yakın tarihimiz siyasetinde karanlık noktalar bir bir aydınlanacaktır.

    Dolayısıyla, eğitim yaşantısı ve kariyerindeki önemli basamaklar, Ekmeleddin ihsanoğlunun zihniyetinin, Tayyip Erdoğan ve kadrolarıyla bütünüyle paralel olduğunu gösteriyor.

    Rastlantı değil, Ekmeleddin ihsanoğlunu büyük kutlamalarla islam Konferansı Örgütünün başına getiren de Erdoğan rejimi olmuştu. ihsanoğlu, görevi sırasında Erdoğan rejimiyle aynı zihniyeti paylaştığını göstermeyi ihmal etmedi. Bir keresinde, Lübnandaki çatışmalar vesilesiyle Ortadoğuda bir islam Ordusu kurulması önerisini bile ileri sürmüş, bu aşırı önerisi Ortadoğuda bile hayretle karşılanmıştı. Elbette, medyacılarımızın dediği üzere ılımlı biri olduğundan, bu orduyu barış gücü olarak etiketlemeyi eksik bırakmamıştı.

    CUMHURBAŞKANINIZI SUUDiCi Mi KATARCI MI iSTERSiNiZ?

    ihsanoğlu da giderek her paralelin kaderini paylaştı: Erdoğan hükümetinin gadrine uğradı. Görünürde neden, ihsanoğlunun Mısırda Müslüman Kardeşler çizgisini eleştirmesiydi, ama arka planda daha büyük çatışmalar vardı.

    Suriye savaşında ABDnin başarısızlığı, son yıllarda Batı ve bölge müttefikleri arasında çatlamalara yol açmıştı. ABD ile israil kendi aralarında, Katar ile Suudi Arabistan da kendi aralarında ciddi siyasal çatışmalar yaşadılar. Hâlâ etkili bu çatışmaların izini, Fethullah Gülen ile Tayyip Erdoğan arasındaki mücadeleye dek sürmek mümkündür.

    Uluslararası dengeleri kollamayı El Ezherden beri öğrenmiş olan Ekmeleddin ihsanoğlu da işte bu çatışmada, denetimsiz ve telaşlı Erdoğandan kendini usulca ayırma yolunu tuttu. işte bütün ayrılıkları budur ve bu kadardır. Yani CHP yönetimi, böyle bir profili cumhuriyetin başına önererek, aslında cumhuriyetçi tabanına da Suudici başkan mı istersiniz, Katarcı mı? diye sorma cüretinde bulunmuş oluyor.

    Erdoğanla olan ayrışmanın ihsanoğlunu Gülene yakınlaştırdığını herhalde vurgulamak gereksiz. Ama Kılıçdaroğlu yönetiminin bu adı önermesini öğütleyen muhtırayı nereden almış olabileceğini göstermesi açısındansa önemlidir.

    MÜDAFAA-i HAYSiYET SINAVI

    Ekmeleddin ihsanoğlu, siyasal görüşleri ve zihniyeti açık bir siyasal islamcıdır. Cumhuriyeti kuran partinin başına kuşkulu biçimde yerleşenler, şimdiye kadar skandal politikalara imza attılar. Ama Erdoğan gibi alaylı değil, mektepli bir islamcıyı önerebilmeleri artık gaflet ve dalalet sınırını aştıklarını gösteriyor.

    Kuşkusuz Kılıçdaroğlu, cumhuriyetin başına ihsanoğlunu önererek örgütünü, tabanını ve cumhuriyetçi kitleleri yok sayma cüretini geçmiş seçimlerden aldı. Referandumda oy vermedi. 30 Martta Sarıgül gibi bir adı, sağ tabandan oy alacak aday reklamıyla kabul ettirdi. Erdoğan rejimi bunalttıkça kitleler çaresizleşmiş, Kılıçdaroğlu aynadan Erdoğanın yansımasını söküp aday gösterebilse Erdoğana karşı ona bile razı hale gelmişlerdi. Kılıçdaroğlu bu seçimlerde seçmenini değil, Erdoğanı güldürdü.

    Artık CHP seçmeni, islam ordusu düşlerindeki bir isme oy isteme cüretini gösteren Kılıçdaroğlu yenilikçiliğine nasıl tutum alır, seçim sürecinde göreceğiz. Kesin olan şudur: Erdoğan hukuksuzluğu karşısında bu CHP yönetimi müdafaa-i hukuk mücadelesi vermedi; şimdi Kılıçdaroğlu tarafından yoksayılan kitleler bir müdafaa-i haysiyet sınavındalar.

    ihsanoğlu profili yeterince anlatıyor: Kılıçdaroğlunun bu adayı, cumhurbaşkanlığını Erdoğan almasın diye değildir. Çünkü ihsanoğlu, Erdoğanın aynadaki yansımasıdır. Bu adayı göstermekle Kılıçdaroğlu yönetimi sanki seçmenlerini partiye iyice yabancılaştırmak istemiştir. Sanki Erdoğanın kaybetmesine karşı, yeni rejimi yolda bırakmayacak bir stepne aramışlardır. Bu çatı adaylarıyla Kılıçdaroğlu ve Bahçeli yönetimi, Türkiyede çözümün değil, sorunun bir parçası olduklarını bir kez daha kanıtlıyor.

    Barış Zeren

    Odatv.com
    --spoiler--
    0 ...