hep aldatılmışlar, hiç sevilmemişlere göre 'olmayan kız'dır.
oysa ki aşk, hiçbir maddi olguyla bağdaştırılamayacak, ölçülemeyecek, değersizleşemeyecek bir duygudur. insan bu maneviyatın içinde cenneti yaşarken boğazına girecek lokmayı, karnının nerede doyacağını değil yalnızca kiminle olacağını, kimin gözlerine bakacağını, kimin kokusunu soluyacağını düşünür. aşkın sarhoşluğuyla kavrulan bir insan nasıl olur da yediği lokmanın tadını alır? tek arzusu yarinin yanında olmak değil midir, ona kavuşmak, onunla bir ömür geçirip sonsuzluğa ulaşmak bir gün? aşk, bahşedilmiş en güzel, en kutsal nimet ve hesapsız bir teslimiyet...