ben bu yazıyı sana yazdım

entry31009 galeri
    21375.
  1. Uzun zamandır yaşamadığım duygularla yazıyorum bu yazıyı sana. Yine başardın kendini hatırlatmayı ya da ben istedim senin hatıralarını en derine gömdüğüm yerden çıkarmayı. Bak yine başaramadım ki zaten sen başaramayacağıma emindin bu yüzdendi beni kaybetmekten korkmayışın. Geçen arkadaşlarımla buluştuk, rakı masamız hazırdı ve ben mutluydum. Bilirim çok seversin rakıyı, rakı sohbetlerini. Ben de çakır keyif olduğunda bana sarılışlarını severdim. Kaldırdığımızda kadehlerimizi, o saniyelik anlarda bir ömrümü yaşadım ben. Seni hatırladım yine, evet bir daha asla yaşayamayacağımız benim için güzel olan bütün anları bir bir hatırladım. Kalbimde taşıdığım narı tek hamlede parçaladım üzerimde beyaz gömlek olduğunu bile bile. Nar berekettir derler ya hani doğruymuş meğer, içimde kavrulan hasadın bereketiydin sen. Anılardın benim için unutamadığım kokumdum. Rakının dibini görmeye başladıkça gülmeye başladı herkes, bense düşüncelerimin içinde daha da boğuluyordum. Yalan gülüşler attım etrafıma tıpkı senin benim yanımda yaptığın gibi. Zordu benim için bilmem senin için zor muydu o anlar veya alışmış mıydın? Hava almak için dışarı çıktım, bu sefer ben ayaklarıma değil ayaklarım bana hükmediyordu. Beni ilk öptüğün sokakta buldum kendimi... Saat 2-3 sularıydı. Yanımda sen ol istedim, bana "bu saatte ne işin var burada?" demeni istedim ama tek duyduğum rüzgarın sesiydi. Yanımdan bir çocuk geçiyormuş fark etmedim senin kokunu alıncaya kadar. Sanki hayat bana seni hatırlatmak için uğraşıyordu ve ben karşı gelemiyordum çünkü sen benim bütün güçlü yanımı almıştın gidişinle. Artık elimde ne gücüm kaldı ne inatçı halim hepsini seninle beraber yolladım. ilk zamanlarda emanet olarak yolladığımı sanmıştım ama öyle değilmiş meğer. Telefonda sakladığım bütün mesajlarımızı okudum o gece. Sıkıyordum kendimi neden biliyor musun? Çünkü ben senden sonra bir söz verdim kendime. Hayır! dedim gözyaşlarımı hak etmiyor "o". Bak ne oldu? Yine direnemedim sana. O an bile bile yakıyordum kendimi, yine ateşlerin içine attım kendimi sönmesini istemediğim hiç istemediğim ateşe hem de. Zamansız gidişinden sadece küllerin kaldı geriye. Gözyaşlarım yavaşladığında fark ettim ki ne o külleri biriktirmeye ne de taşımaya gücüm varmış. Tükendiğimi bildiğim halde sendeydim yine. Bilmem sen nerelerdesin? Kimlesin? Kim olduğu da önemli değil pek aslında. Ama üzme onu beni üzdüğün kadar. Hayatında duramadım ama başyapıtın olarak kalayım bari...Neyse madem yazar benim, her şeyi ben anlattım; şimdi anlattığım her şeyi sonlandırıyorum.
    Evet, hem de ‘büyük’ bir hikâye olamadan; insanların kalbine dokunmadan, dilden dile anlatılamadan…
    0 ...