Türkiye yükseköğretimi birçok ciddi sorunla karşı karşıyadır. Üniversite toplum ve üniversite sanayi arasında yeterli bir işbirliği mevcut değildir. Üniversiteler toplumun ve bulundukları şehrin ihtiyaçlarına kayıtsız kalmakta, yaptıkları bilimsel çalışmalarda yörenin ihtiyaç ve önceliklerini göz ardı etmekte, açılan birim ve programlara yöre halkından bağımsız karar verilmektedir. Türkiyede üniversite özerkliği yanlış anlaşılmakta ve bu durum, üniversitelerin topluma karşı hesap vermez tavrını güçlendirmektedir. Türkiyede üniversite yönetimlerinin çoğu demokratik katılımdan uzak, aşırı merkeziyetçi ve mutlakıyetçi bir yapıya sahiptir. Üniversite sayısının 150yi bulduğu bir ülkede aşırı merkeziyetçi bir sistemin uygulanmaya devam etmesi makul değildir. Türkiyede üniversiteler genel olarak topluma ve toplumsal sorunlara uzak durmaktadır. Üniversiteler bu halleriyle askeri bir tesise benzetilmektedir.
Dünyada üniversiteler isteyen herkesin rahatlıkla ziyaret edip, istifade edebildiği mekânlara dönüşmüştür. Kendini toplumdan yalıtan üniversite en temel amaçlarından biri olan topluma hizmeti ihmal ediyor demektir. Türkiyede çoğu üniversiteler kendi bulunduğu yörenin kültürel mirası ve toplumsal sorunlarına yönelik neredeyse hiçbir çalışma yapmamaktadır. Diğer taraftan üniversiteler kapılarını öğrenciler dışındaki kesimlere açmakta oldukça tutucu davranmaktadır.