metroların koltuk sistemi insanları rahatlatacak şekilde dizayn edilmekten ziyade, hayatında birbirini hiç tanımamış kişilerin zoraki göz göze gelmesini sağlayacak şekilde dizayn edilmiştir. insanlarla göz göze gelmeyi yeğlemeyen kişi öncelikle piyasada ne kadar mizah dergisi varsa, sırayla her gün birini alır. okunacak dergi kalmadığı durumda da kitap alıp okumaya başlar.
bu kişilerin her durakta kitaptan başlarını kaldırma sebebi ise metronun son durumuna hakim olma amaçlıdır. kapıdan binecek kişilerin nerelere oturacagını hesaplar. metrodan hangi bayanın indiğini, inenin yerini dolduracak başka bayanın binip binmediğini de kontrol eder. metroda bayan yoksa, zaten kişi arada bi kafayı kaldırmaz, sadece duraklarda binen bayan var mı diye kafayı kaldırır.
bu kişilerin yan koltuğu boşsa, kitabı okurken hindi gibi kabarır, dirsekleriyle yan koltuğu yarıya kadar kaplarlar. koltuğa doğru hamle eden bir erkek görünce iyice yayılırlar, yan koltuğun 4/3'ünü kaplarlar. erkek kişiyi oturtmamaya gayret ederler. bunları yaparken "çevredekiler tarafından kitaba dalmış, bilmeden yapıyor" izlenimi verme amacıyla kitaba yoğunlaşır ve etrafa bakmazlar.
eğer koltuğuna doğru hamle eden bir bayan varsa, bu kişiler anında büzüşür, kendi kotuklarının bile 4/1'ini kaplarlar. dışardan bakıldığında yine kişi kitaba dalmıştır ve farkında değildir.
taktik tutar ve bayan yanına oturursa, metronun her sarsıntısında adamımız yavaş yavaş yayılmaya başlar. hedefi yan koltuğa kadar yayılıp ten temasında bulunmaktır. lakin bu kişiler genelde hedefe ulaşamamışlardır. çünkü hedefe ramak kala ya son durağa gelinmiş ya da hatunun ineceği durağa gelinmiştir. kitap okuyan kişi, ineceği durağı geçse bile, hatun varken inmez. nasılsa istasyon dışına çıkmadan ücretsiz olarak geri dönebilir.