Zamanında bu olaylar için destek verdiğimiz grevlere eylemlere boykotlara isyanlara, işçi ölümlerine karşı yapılan konferanslara katılmayan, tek tek işçilerle röportaj yapıp işçi sorunlarını aktardığımız kanalları izlemeyen, tekel eylemlerinde şerefiyle para kazanan işçilerimizin arkasından "onların tuzu kuru" mantığı güdenler, zonguldak da ölen sayısız işçilerimiz için onların makul kaderi buymuş, bu işin riski bu diyenler, emekçilerin kanıyla beslenenler ölümleri üzerinden reklam yapanlar sözüm hepinize; sizler bu ülkenin işçilerini koruyanlara komünist, çalışan işçilerimizi ötekileştiren adi bir zihniyete sahipsiniz. Yaşananlar daha başlangıç bu düzenin çarkı masum ve şerefli emekçi insanları ezmektedir. Şimdi arkasından salavat okuyun vaazi verenler, siz bu hayatta bu dûzenin çarkını kırmak için anca salavat okuyabilecek, bu olayları masum insanların kaderi olarak yorumlayabilecek kadar "şerefsizsiniz". Soma maden ocağı işçileri yada zonguldak maden işçileri yada ölen başka işçilerimiz ölmeden önce taşeronlaştırmayı meşru hale getiren iktidar bugunde yerinde, bu ölümleri olağan kılanlar hala söz sahibi. Amaç salavat getirmek veya yardım edelim reklam yapalım demek değil. Amaç masum insanların emekçilerin ölümlerine bu ölümleri kader olarak algılayan zihniyete dur demek olmalı.