pek çok eleştiriyi haliyle hak eden sendikalar hakkında biraz fazlaca gaza gelmiş bir feveran cümlesi.
şu andaki sendikaların içler acısı bir halde olduğunu söylemek yalan olmaz sanırım, ancak yorum yaparken sadece haberlerde 1 mayısta çıkan olayları izleyip o gazla yorum yapmakla bu işler makul bir noktaya gitmiyor. hem sendikalar hep böyle miydi, bu hallere nasıl geldiler onu algılamaya çalışmak da lazım.
bir de işin gündelik hayat boyutu var. sendikaların temsilcileri iş sağlığı ve güvenliği toplantılarına katılıyorlar. o toplantılarda işçilerin iş güvenliği için olan ihtiyaçlarını onlar da dile getiriyorlar. ha işveren temsilcileri bunları ne kadar dikkate alıyor ve uyguluyor, o işin bir boyutu, kendileri bunun ne kadar takipçisi oluyor, o da işin ayrı bir boyutu. ama sendika denen şeyin tv haberlerindeki gösterilerden ayrı olarak; günlük iş yaşamında işçinin iş hayatının içinde ne kadar olabildiği ve o esnada işçinin menfaatini ne kadar savunmaya çalıştığı (bu çalışmada ne kadar başarılı olduğu-olamadığı) hep bu konuların boyutlarıdır. söz konusu madende sendika acaba iş sağlığı ve güvenliği toplantılarında güvenlik tedbirlerini ne kadar dile getirdi; ne kadarını yaptırabildi; işveren ne kadarını kulak ardı etti? bunları anlayıp dinleyip ondan sonra sendikaya bombardıman yapmak gerekir. ama böyle bir facia olmuşsa onda işverenin ve kamu adına o işvereni denetlemesi gerekenlerin sorumluluğu asla es geçilemez.