tam bir faciadır. sadece insanlar değil, insanlık, vicdan, namus, haysiyet... yahu sizin hiç mi onurunuz yok be kardeşim? hiç mi vicdanınız yok. açtığın taksi durağının şerefine açılış konuşması yapan sen, devletin parasıyla, taşeron firmaya, işçilerin emeğiyle yapılan projeler için git seçim mitingi yapar gibi konuşma yap, sonra da onlarca, yüzlerce madenci can verirken, vermişken açıklama yapmaktan kaçın. ulan azıcık onurunuz olsa, istifa edersiniz kene gibi yapıştığınız koltuklardan. bu milletin azıcık onuru olsa, hesap sorar hesap.
biz ne devlet geleneğini, ne islam geleneğini böyle öğrenmedik. islam dediğin zaman, "Firat nehri kenarinda bir kuzu kaybolsa, Kıyamet günü hesabı Ömer'den sorulur" diyen halifeler gelir aklımıza. devlet geleneği desen, bizde bir baba figürüdür devlet. evet, halkına karışır zaman zaman, bazı şeylere izin vermez, bazı şeyleri kısıtlar kimi zaman ama tüm bunları halk için yapar. onun canını satmaz, peşkeş çekmez başkalarına. onu aç bırakmaz, açıkta bırakmaz devlet.
olabilir, hiç bir şekilde elde olmayan sebeplerden dolayı meydana gelmiş de olabilir bu facia. ama daha sıcağı sıcağına olayı kadere bağlamak, her türlü tedbirin alındığını açıklamak nedir ulan? http://www.ntvmsnbc.com/id/25515702/
eski dönemleri hatırlıyorum. bu tarz elim vakalarda siyasilerden gelen ilk mesaj genelde olayda varsa sorumluların mutlaka cezalandırılacağının ve ihmal olup olmadığının araştırılacağının garantisini verirdi. normali de budur zaten. varsa bir ihmal ya da kusur, mutlaka ortaya konulmalıdır. ama şu an bakıyorum, insanlar bu tavıra o kadar uzak kalmışlar ki bu konuda nasıl bir tepki vereceklerini dahi bilmiyorlar.
tanıdığım bir hoca, koskoca bir profesör çıkıp karbonmonoksitten zehirlenmenin acısız bir ölüm olduğunu söyleyebiliyor şu vaziyette mesela. prestij kovalayabiliyor böyle bir günde. insanlar da "ne var canım, adam tesellide bulunuyor, neden adamı linç ediyorsunuz" diyebiliyor. mesele adamı linç etmek değil. aslında ne söylediğinden çok ne söylemediği önemli. kardeşim bu bir değil, iki değil. türkiyede işçi ölümleri korkunç seviyede. maden işçileri resmen ölümle burun burunalar her an. her sene yeni bir facia ve her sene mukadderat açıklamaları. kaderi kimse bana öğretmeye kalkmasın. olan biten her şey kaderdir. abdullah öcalanın öldürdükleri için bile bu geçerli. ama bu abdullah öcalanın cani olduğu gerçeğini değiştirmez. o böyle bir cani olmasaydı, o masum insanlar da farklı bir kaderi yaşıyor olacaklardı. bu kadar basit.
her sene biz bu faciaları yaşıyoruz ve ardından ne hikmetse hiç kimse suçlu çıkmıyor. herkes sütten çıkma ak kaşık anasını satayım. kimsenin suçu yok. bu insanlar neden ölüyor o zaman kardeşim? neden dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu sayıların onda biri kadar ölüm olmuyor da bizde oluyor? ama siz de haklısınız. bunlar gerzekçe sorular. onun yerine karbonmonoksit zehirlenmesinden ölmenin ne kadar güzel bir ölüm olduğunu tartışmalıyız. bu konuda yetkin bilim adamları yetiştirmeliyiz ki bizi bu konuda aydınlatsınlar. bakanımız da çıksın, bilimsel verilere dayanarak "güzel öldüler" desin, biz de hep beraber dünyanın en güçlü ülkelerinden olalım. doğru. ne de olsa "cahillik güçtür."
