herkes belediye takımlarına yüklenir ama bu takım atlanır...
kentle takım alakasızdır. tiyatrosu, operası, bağlamacı dışında müzisyeni, sinemacısı, sanatçısı olmayan kentte iyice yabanlık olmasın diye belediye ve il özel idaresinin yarattığı kaynaklarla yaşatılmaya çalışılır. forması satılmaz, camia diyebileceğimiz bir cemiyetleşmesi yoktur. anlı şanlı anadolu kaplanları (kobi deyince üzülüyorlar) ile dolu şehirde zorla yönetime alınan adamlar dışında hiçbir tüccar yada sanayici elini cebine atmaz.
sivas, elazığ, diyarbakır, urfa gibi aslında "yok" olan kulüplerdir. futbol takımları vardır ama camiaları yoktur.
1-2 liraya bilet satmazsa çoğu zaman boş olan tribünleri iyice ıssızlaşır. karagümrük, istanbulspor, gençlerbirliği, karşıyaka gibi kendi haline bırakılsa ve devlet elini çekse 2-3 senede kapanır gider...
politikacılar ve bir takım çıkar grupları desteğiyle haksız rekabet yaratılmasın artık. asırlık kulüpler can çekişirken bu tip içi boş takımlara para akıtılarak piyasanın yapay olarak yükseltilmesinin ve halkın vergilerinin bir kısım kaşar topçu, çakal menejer ve yamyam yöneticilerin cebine rant olarak girmesinin önüne geçilsin.
futbolumuzun pek çok sorunu var ama ilk çözmemiz gereken ekonomik açıdan adil rekabet ortamını sağlamak olmalı.
