dersim'deki ağalığı kendi memleketlerindeki ağalıklar gibi ya da hayallerindeki feodal ağalıklar gibi zannedenler, yanılmasınlar.
dersim'de ağalık büyüklük ve kemalliktir. dersim alevileri paraya, pula, maraba sayısına değil, doğruluk, mertlik, soya sahip çıkma ile ağalık arasında bağ kurarlar. ha bunun yanında zenginlik de vardır.
bazıları şimdi seyid rıza'nın bizim için tarihsel anlamını ve kişiliğinin yüceliğini çürütmek ve değerinin altını boşaltmak için ''feodal derebeyi '' yakıştırması yapıp, tarihsel gerçekleri çarpıtarak onu karalamaya nafile uğraşmasınlar.
necip fazıl 70.000 sayısını kendi kafasında uydurmamış, bölge insanlarının anlatımlarından dinlemiş de olabilir. misan cemal süreya dersimli bir şairdir. onun gibi başka aydını yok muydu bu dersim'in?
bizim bildiğimiz günlerce, insanların öldürülerek munzur'a atıldıkları ve munzur'un cesetlerden görülmez olduğudur.
dersim katliamı sonrasında yapılan sürgünler ve sürgüne gidenlerin ailelerinin birçoğunun katledilmiş olması da bu bilginin kaynaklarından biridir. bu bilginin teyidi için de ayrıca herhangi bir resmi belge ile tasdikte ya da ırkçıların beyanına ihtiyacımız yok. bizim arşivimiz olayları ''bizzat'' yaşamış akrabalarımızdır.
bu insanların şahitliğini çürütmek için de ''senin deden, arkadaşının nenesinin anlatımıyla olur mu bu iş?'' diyenler peydahlandı. e be aklı evvel ya nasıl olacaktı. babamıza inanmayıp senin uydurma belgelerine mi bakacaktık? sen kendi babanın laflarına inanmıyorsan o senin ailenle seninle ilgili iş.
dersimliler kendi dağlarına bile yeni yeni çıkıyor ve dedelerinden babalarından duydukları katliam merkezlerini yeni yeni ziyaret ediyorlar. burada anlaşılamayan nokta ise bu katliamdan sağ kurtulanların ikinci bir kırım yaşamamak için kendi çocuklarına ve torunlarına can korkusuyla bu olayı anlatmak istememeleridir. dersim devlet tarafından hem kırılmış hem insanları zorla sürgüne gönderilmiş, aileler parçalanmıştır. bu da yetmezmiş gibi şiddetli de bir asimilasyon projesi uygulanmıştır.
dersim merkezi olarak geçen yere önce cami, sonra kışla yapılması da egemen mantığın alevi şehri olan dersim hakkındaki planlarını ortaya koymaktadır. bir isyan olmasaydı da yine bu insanlar öldürüleceklerdi. önce bölgenin ermenileri öldürülmüş, akabinde sıra kürtlere gelmişti.
varsın, ırkçılar kendilerine yontmak ve kanlı tarihlerini aklamak için kılıf arayadursunlar, minareyi çalan zaten kılıfını hazırlıyor. mühim olan bizim kendi hafızamızda bu tertelenin unutulmamasıdır.
dersimliler chp'ye oy vermişler de efendim ihanet etmişler de şudur budur. yok efendim şikayet edenler ağa torunlarıymışlar falan filan.
uydurma tarihi iyi yazamamışlar, dört bir yandan ortaya çıkıyor, sonra vay efendim, onlar isyan etti, bunlar bölücülük yaptı, berikiler ingilizlerle işbirliği yapmak istedi, ötekiler fransızlarla birleşti. yani her millet bozuk bir siz doğrusunuz öyle mi? buna kargalar bile gülmez.
demokratik hakkını kullanarak chp'ye oy veren dersimlilere diyecek bir lafımız yok. bütün bilgiler ışığında hala oyunu onlardan yana kullanıyorsa, demokrasinin gereği bize de kalanlara da bok yemek düşer. bok yemeyi sevenler bu konu hakkında atıp tutmaya devam edebilirler.
kalan dersimliler ise kendilerini ifade eden partilerle yollarına devam ediyorlar zaten.