4 mayıs 1937'de meclis kararıyla emri verilen katliamdır.
''dersim zaferi'' mi? neyin zaferi bu ?
sen önce meclis kur, meclise vekil iste, sonra elçi gönder, halkın silahlarını topla, sonra kanaat önderlerini topla ali boğazı'nda öldürt (çocuklarıyla birlikte), sonra yoksul ve silahsız halkın üzerine ordunla saldır, çoluk çocuk, yaşlı, genç demeden 70.000 kişiyi katlet, öldüremediklerini sürgüne yolla ve bunun adı zafer olsun. dersim harekatına katılanlara da madalya ver?
''isyan ettiler bastırdık'' diyebilmeniz için isyancıların biraz silahlı olması gerekir. anne karnında bebeklerin, çocukların süngülendiği, kadınların kızların namuslarını koruyabilmek için elele tutuşup uçurumlardan atladıkları tarih bok yesin!
aklı evvel bazı yazarlar da ''hala daha arkadaşımın dedesi şöyle anlatmış, nenesi şunu yaşamış minvalindeki argümanlarla irdelenen mesele. yahu kardeşim, bi bitmedi dedeleriniz neneleriniz ha. alayı tarih yazıcısıydı ellaham. ermeni olaylarında dedeleriniz, dersimde dedeleriniz, güneydoğu'da dedeleriniz. neymiş amk ya.'' gibilerinden zırvayadursunlar, 1938'de benim dedem 12 yaşındaydı (devletinizin verdiği nüfus cüzdanıyla sabit), kendisi çok iyi hatırlıyor ''harman yerinde ağır makineli silahların kurulup, tüm köylülerin harmana toplatıldıklarını''. biz bu olayları bizzat dedemizden dinledik.
yetim dedem yıllarca istanbul'da ve almanya'da çalışmış, almanya'dan emekli olunca, sizin dedeleriniz gibi çifte vatandaşlığı da cebine koyarak dönmemiş bilakis kesin dönüş yapmış ve annesinin babasının mezarlarının olduğu köyüne dönmüştür.
atalarının yaşadığı toprağa dönmüş ve çiftçilik yapmak istemiştir. ancak şanlı ordunuz dedeme yaptığı eziyeti az bulmuş olacak ki dedem 70 yaşındayken köyünü, köyün içindeki yaşlılara aldırmaksızın bombalamış, çoğunluğu yaşlılardan oluşan köy halkını meşhur ''köy okulunuza'' toplamış, bu yaşlıdır, bu kadındır demeden dövmüştür. yine işkenceye doymamış olacak ki köyü bombalamaya devam etmiş ve 70 yaşındaki dedemle nenem evden kaçmaya çalışırken dedem şarapnel parçasıyla omzundan yaralanmıştır.
yaşı gereği ameliyatı çok zor bulunan dedem istanbul'da bile ameliyat edilmemiştir.
çok şükür öksüz ve yetim büyüyen dedem hayatının tüm zorluklarına rağmen, hem kendisi hem de bizler için ''onurlu'' bir hayat tesis etmeyi başarmıştır.
önceleri devlete düşman olmayalım diye anlatmadığı dersim tertelesi'ni 90'lardan sonra anlatabilir hale gelmiştir.
ve biz kendisinin her sözünü not aldık, her nasihatını beynimize kazıdık.
uydurma tarihçilerin sözde şanlı tarih notlarını herkes yutabilir ama biz yutmayız.
siz dedelerinize nenelerinize saygı duymuyor ve anlattıklarını dinlemiyor olabilirsiniz. ancak biz atamıza, soyumuza ve tarihimize sahip çıkıyoruz.
şühedayla beraber kanları birbirine karışmış, dersim katliamı gibi, ermeni katliamı, maraş katliamı, çorum katliamı gibi nice katliamlar yatmaktadır bu toprakların altında.
dersimlilere ''cellatına aşık'' benzetmesi yapıp ağır sözler sarf edenler, 1938'de mağaralarda zehirlenen insanlarımızın kemiklerine biz daha yeni ulaştık. 30 yıl ohal bölgesi olan dersim'de bahsi geçen dağlara çıkmak yasaktı. zannetmeyin ki sadece güvenlik nedeniyleydi, bu tarih biz dersimlilere unutturulmak istedi.
38 tertelesini gören ve bizzat yaşayan büyüklerimizden çok azı bugün hayattadır. ancak onların sözlü aktarımlarını bizler kaydettik ve arşivledik.
şimdi devlet tutanaklarının, toplu mezarların incelenmesi gerekmektedir.
er ya da geç sorumluların kimler olduğu da resmen ortaya çıkarılacaktır.
bu topraklarda iktidarı ele geçirenler artık katliam yapamasınlar, başka masumların kanları akmasın diye de bizler bu işin takipçisiyiz.