azımsanmayacak kişinin girişimde bulunduğu ölümdür bence ama, çoğu kişi de ilk intiharın eşiğinden dönmüştür bir kere. bu da insanı daha çok kendiyle barışık bir hale getiriyor.
o arzuladığınız ölüm, silahı kafaya dayamak... o an, insanın en masum düşüncelere sahip olduğu andır. hayatta neler yapıp neler yapmadığınızı en gerçekçi düşündüğünüz andır, film şeridi gibi geçer hayatınız gözünüzün önünden. ve o tetiği ateşlemeden hayatta neler yapıp neler yapabileceğiniz gelir aklınıza. hayalleriniz gelir, o en masum hayaller. sonra da düşünürsünüz ki hayat yaşanılası bir yer aslında.
yaşanılacak şeyler var deyip vazgeçersiniz bu girişimden, ertesi gün ise yine aynı alışılmış sıkıcı şeylerle hayatınızı sürdürürsünüz. kısır döngü şeklinde devam eder yine.
canlıların özünde var bu hayatı devam ettirmek. sonrasında da sosyoloji bilimi, psikoloji gibi kavramlar ortaya çıkmış. ne gereği var aslında diyor insan; silahı ateşlesen her şey son bulacak.