insanların kimi ingiliz, kimi fransız, kimi yunan, kimi rus, kimi türk. bu insanların her biri başka şeylere inanıyorlar. müslümanlara gelince, onlar da farklı milletlere mensuplar, değişik ırklardan gelmişler. kimi arap, kimi türk, kimi kürt, kimi malezyalı, kimi hintli, kimi endonezyalı. hiç kimse ne dünyaya gelmeden önce, ne de geldikten sonra milletini ve ırkını seçmiş değildir. zaten böyle bir şey mümkün de değildir.
yüce allah bu gerçeği bize ne güzel bildiriyor: ''ey insanlar, biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. sonra da birbirinizi tanıyıp kaynaşmanız ve aranızdaki ilişkileri bilmeniz için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. allah yanında en şerefliniz ve en üstününüz, o'ndan en çok korkanınızdır.'' (hucurat suresi 11)
anne-babamızı kim tercih etmişse, geldiğimiz ve bağlı olduğumuz milleti de o tespit etmiş, o tercih etmiş, o belirlemiştir.
bunun içindir ki, hiçbir millet öbür milletten, hiçbir ırk öbür ırktan daha şerefli ve üstün değildir.
öyleyse üstün olan kimdir, üstünlük ölçüsü nedir? yüce allah'ın bildirdiği gibi, en üstün insan; allah'ı en iyi tanıyan, o'nu en çok seven ve o'ndan gerçek anlamda en çok korkandır.