attığı gollerden sonra tribüne koşması, ali sami yen' de yapılan maçlardan önce engellilerin yanına gitmesi ve onlarla sohbet etmesi, asisti yapan kimse golünün ardından ona sarılması unutulan galatasaray' ın sembolü. hakan şükür' ü seversiniz ya da sevmezsiniz, ancak ona hem galatasaray hem de türkiye' ye kazandırdıklarından sonra saygı duymanız şarttır.
bugün onu yerden yere vuranlar, havada asılı kalıp bologna' ya, milan' a gol attığında, 20' li yaşlardaki sabri nefes nefeseyken 90. dakikada bile koştuğunda ve uefa kupasını getiren gollere imza attığında eminim ki havada sevinçten daireler çiziyorlardı. ne yazık ki türkiye' de futbol taraftarının ya da seyircisinin büyük bölümünün profili bu: iyi günde var, kötü günde yok.
ben artık iyice inandım, bazı kişilerin özellikle hakan şükür ve servet çetin' e laf saymak için hata yapmasını ya da gol atamamasını beklediğine. yapamaz mı? yapar! nesta hiç hata yapmıyor mu? atamaz mı? olabilir! ronaldo hiç golsüz dönem geçirmedi mi?
geçtiğimiz sezonki zor dönemde, bir galatasaraylı olarak, galatasaray taraftarının iyi gün taraftarı ve vefasız olduğuna şahit oldum. içimde kabuk bağlayan bir acı oldu bu. gol atınca da, gol kaçırınca da eleştiriliyor bu kişilerce futbolcular.
çıkın kendiniz oynayın bakalım kaç gol atacaksınız.