ingiltere'den getirilen ses teknisyenlerinin kontrolünde besteci osman zeki üngör, orkestra eşliğinde milli marşı studyoda icra etti. fakat aksilik oldu marş plağın yarısını doldurabildi. şirket yöneticileri devreye girdi; plağın dolması için bir marş daha çalınması istendi.
besteci üngör yanaşmadı. ortam gerilince bir teklifte bulundu." marşı biraz ağır çalalım, böylece plak dolar.. sonra çalınırken gramafon biraz hızlıya ayarlanır, olur biter. besteci kendi edip kendi bulmuştu.marş çalınırken, gramafonun hızıyla ayarlama yapılacağının kim düşünebilirdi ki?
doğal olarak , milli marş plağa okunan bu ağır temposuyla türkiye'ye yayıldı.
radyolar bile aynı yavaşlıkta çalmaya başladı. besteci üngör sağa sola koştu, derdini anlatmaya çalıştı;
" ben, şişli'de dairemde besteyi yaparken gözümüzün önünde izmir'e dörtnala giden süvariler vardı; ama bu marş çok yavaş çaldırılıyor, yanlıştır, yazıktır, yapmayın".
ama iş işten geçmişti. orkestralar bile artık plaktaki tempoyla çalıyordu.
işin garibi osman zeki bey sadece plak şirketini kabahatli bulmadı. isim vermeden sitem ettiği bir kişi daha vardı; istiklal marşı'nı orkestraya uyarlayan ermeni besteci edgar manas! ..
üngör 1958' de öldü ama tartışma hala sürüyor. kısacası hatalı plak kaydı yüzünden istiklal marşı'nı yanlış söylüyoruz. ( soner yalçın'ın "not defteri" nden).