2000-2002 yılları arasında kaldığım 5 yıldızlı otel kıvamındaki öğrenci yurdu. öncelikle o 5 yıldız hizmetinden değil yerinden geliyor. istanbulda bedavaya sabahın 6'sında elinizde kahveniz çayınız vesaire ile boğaza karşı gündoğumunu panoramik görüşte izleyeyebileceğiniz tek ücretsiz yer burasıdır efendim. burda kalan her öğrenci için asla unutulmayacak anılar yaşatmıştır. a ve b bloktan oluşan her iki bina 7 katlıdır ve katlar tuvalet-etüt-tuvalet-etüt şeklinde yükselir. Ve etütlerin katı yükseldikçe de işlevleri değişirdi. "2. etütte olucam" diyen adam katiyen calculus çalışacaktır, çünkü kütüphane sessizliğine yakın en disiplinli ve inek ortam 2. kat etüdündedir. 4. kat gürültülü ders calışanların etüdü iken, 6. kat etüdünde sanat öğrencileri ya resim ot bok çizer ya da ney keman borazan çalarlardı. Diğer bloğun etüdü 7. kattaydı yamulmuyorsam, orda artık millet batak oynar ot falan çekerdi.
bi internet cafesi vardı buranın. ilk günlerinde 1. kattaydı. O counter-strike çok popülerdi, yurt öğrencileri türkler ve yabancılar olmak üzere takım maçları yaparlardı, arada kavga falan çıkardı. Sonra hepimiz güçlerimizi birleştirim abdi ipekçi yurdunun counter-strike klanını kurduk, sonuç facia. Katıldığımız 2 turnuva oldu ikisinde de elimize verdiler. Sonra bu internet cafe o ot çekilen 7. kat etüdüne taşındı, yeni bilgisayarlar alındı filan. Bi tane kasiyer vardı Osman diye diyarbakırlı, "Ustaaa internetten oynamah yassah" derdi. online counter deneyince bağlantı sıçardı, ya LAN oynayacaktın ya da oynamayacaktın. Makinaya oturacaksan sana bi kağıt parçasına saat yazıp verirdi gider otururdun. Sonra mecit diye bi arkadaşımız vardı, bir yöntem keşfetti ve internet cafede "lord of the rings" dönemi başladı. Bu dönem boyunca bir öğrenci boku çıkana kadar oturur, uykusu gelince kalkıp bi arkadasına devreder, o da sıkılınca baska bi arkadasına devrederdi. 24 saat dolunca da üstüne 2 saat daha oturup kalkıp 2 saat parası ödenirdi. Öğrenciler artık vardiyalı sistemle bu işlemi uygulayarak konsere monsere sinemaya manitaya para ayırabilir hale gelmişti.
Sonra bir dönem bir kayıt sildirme furyası başladı. Öğrenciler kartlarının renkli fotokopisini çektiriyor, sonra gidip kaydını sildiriyor, kaydını sildirdikten sonra yine o kaplattığı fotokopi ile yurtta kaçak kalmaya devam ediyordu. Maksat tamamen yurttaki depozitoyu alıp harcamaktı. Kapıda yakalanıp içeri sokulmayanlar çitlerden atlayıp yine giriyordu akşamları. Bir ara yurdun 1/3'ü kaçak kalır olmuştu.
Sonra bu yurdun deprem bakım zamanı geldi ve herkes eve çıktı. Ama o gün başlayan dostluklar hala bugün de sürmektedir.