amerika birleşik devletleri

entry1906 galeri ses1
    728.
  1. millete "sanat" diye saçma salak endüstriyel ürünler satan (rihanna albümüydü, captain america filmiydi vs vs) ve halkının ciddi bir kısmının ileri derecede cahil olduğu, fazla bilgisiz ve apolitik oldukları sadece bizim tarafımızdan değil, amerikalı önemli akademisyenler tarafından da sıklıkla dile getirilen ülke. haa, biz de cahilizdir değilizdir o ayrı bir konu. ama abd, bu konuda pek çok akademisyen tarafından da ciddi şekilde eleştiriliyor. amerikan halkı, devletinin savaştığı ülkeler hakkında bilgiye sahip değil, umursamıyor bile. empati zayıf. ondan sonra yurt dışına çıkıp da kendilerine kötü davranıldığı zaman sırf amerikan vatandaşı oldukları için kıskanıldıklarını zannediyorlar. çok apolitik olmalarına rağmen, kendi devletlerinin resmi ideolojisini sorgulayan ve ona ters düşen her şeyi aşağılamaya çalışıyorlar. elbette bu yaptığım genelleme tüm amerikan vatandaşları için geçerli değil, ama bu bahsettiğim karaktere bürünmüş pek çok kişinin olduğu da bir gerçek.

    abd bunu en çok da kendi ülkesinin istikrarını sağlamak ve gücünü muhafaza edebilmek için yapıyor aslında. zira dünyanın en büyük gücü konumundaki bir devleti, halkın ellerine bırakmaya niyetleri yok. onlar da türlü oyunlarla, katakullilerle halkın eline bozuk kumandayı vererek onları avutabiliyorlar.

    ama benim asıl anlamlandıramadığım şey, onların bu kültürsüzlüğü özellikle de genç nesil arasında oldukça kolay bir şekilde satıp yayabilmeleri. komünist bir kültürden gelen insanlardan tutun da, türküne, rusuna, almanına aynı şeyleri empoze edebiliyorlar. ilginç bir şekilde bu tutuyor da. yani 70-80'lerin türk sineması kıvamındaki filmleri sırf görselliğe abanarak satabiliyorlar kendilerinden çok daha büyük ve eski bir kültürün mirasçılarına. bir velet çıkıyor, dünyadaki on milyonlarca ergenin giyimini kuşamını hadi onu da siktir edin, düşünce biçimini değiştirebiliyorlar. çok enteresandır, bu kültürün bize sunduğu doğru dürüst bir fikir ya da felsefe de yok aslında. tabi ki amerikada yetişmiş çok önemli filozoflar, bilim adamları var elbet. ama sattıkları şeyler o fikirler değil. onun yerine hiç bir kültüre dayanmayan, tamamiyle tüketime yönelik ürünler. shakirayı satıyorlar mesela, onun etini, sesini, saçını, giyimini... arkada hiç bir fikir yok. bir felsefe yok. edith piafı dinlediğinizde vay be diyorsunuz, ya da bir zeki müreni dinlediğinizde etkileniyorsunuz, klasik müzik dinlediğinizde onun arkasındaki felsefeyi iliklerinizde hissedebiliyorsunuz, nazım hikmetin şiirlerini dinlediğinizde endüstriyel çarkların dişlileri tıkır tıkır sesler çıkarıyor mesela. ama amerikalı popüler şarkıcıları dinlediğinizde, sadece tüketiyorsunuz. zaten bir süre sonra onlar da tükeniyor. 3-5 sene ortalığı kavuran bir şarkıcı, bir anda piyasadan siliniyor.

    bence bu ülkenin dünyaya hakimiyetine son verecek olan da budur. etlere, bedenlere prangalar vurabilirsiniz de fikirlere vuramazsınız. osmanlıda en muhalif düşünceler, istibdat döneminde çıkmıştır ortaya. avrupada, kilisenin fikirler üzerine baskısı arttıkça, ona mukavemet de artmıştır. abd algıları yöneterek, beğenileri yönlendirerek fikirleri kısıtlayabileceğini zannediyor. özgürlük hissiyatını artırdıkça; bastırdıkları fikirlerin yok olacağını zannediyorlar ama bence yanılıyorlar. insanlar evrimleşiyor, fikirler daha da hızlı bir şekilde evriliyor. amerikan kıroluğu, eninde sonunda gelişen ortak akılın altında ezilecek. ama asıl önemli olan da zaten ondan sonrası...
    0 ...