ateist

entry1829 galeri ses3
    1306.
  1. bir tanrının varlığına inanmayan kişidir. bir tanrının olmadığına inanan kişi değildir. bu iki cümle yakın görünmekle beraber aslında farklıdır.

    "inancın" iki anlamı vardır. biri, varlığı bilimsel olarak ispatlanmamış ama var olduğu iddia edilen bir varlığa veya bir olaya inanmaktır. diğeri subjektif (kişiden kişiye değişen) bir görüşe katılmaktır. örneğin "bana beyazın yakıştığına inanıyorum".

    "inancı" ilk anlamıyla değerlendirirsek, ateistler "inanmazlar". inanmak için bir sebep bulamazlar. bilimin somut kanıtlara dayanan izahatlarına güvenmeleri "inanmak" anlamına gelmez. "bilmek" anlamına gelir. örneğin elektriğin var olduğuna "inanmayız" gerçekte.. biliriz. çünkü test edilebilir, çünkü kullanılabilir, çünkü gözlemlenebilir... "elektriğin var olduğuna inanıyorum" da denebilir ama maalesef bu cümlenin doğru kabul edilmesi, onbinlerce yıllık inanç geçmişinin dilimizdeki eseridir. aslında doğru bir cümle değildir. bize doğru gelir.

    bilimin henüz açıklayamadığı konular ise "bilinmezlik" hanesine yazılır. geçmişte "şimşeğin nasıl oluştuğu" bile bilinmezlik hanesindeydi. artık değil... ateist bilinmezliklere bilim dışı izahat arama peşinde olan insan değildir. bilinmiyorsa bilmediğini kabul eder. bilim insanıysa bilinir hale getirmeye çalışır. "inanan" ise bilinmezliğe getirilen bilim dışı bir izahatlardan birine (genellikle ailesinin inanışına göre belirlenir) inanan kişidir.

    inananların cahil olmayanları da "inanç" ile "bilmek" arasındaki farkın farkındadırlar. inanmak, bilmek demek değildir. hep beraber odanın ortasında duran bir masaya baksak, o masanın var olduğuna "inanmayız", "biliriz".

    keza ateistler, inanmanın ve hele herkesin hem fikir olmadığı bir iddiaya inanmanın neden bir "meziyet", inanmamanın neden "bir suç" olarak görüldüğünü de anlamazlar. evet, yeryüzünde çok sayıda inanç var. birbirinden farklılar. her birine geniş insan kitleleri "inanıyor". ama inananlar diğer inananların inandığına inanmıyor. durum böyleyken doğruluğu kanıtlanamayan bir varlığa veya bir dine "inanmak" neden bir meziyet olsun? birileri bir tanrının var olduğunu, kendileriyle konuştuğunu ve böyle söylediğini bildirdiği için mi? yani bir insanın ortaya koyduğu bir iddiaya inanmak "meziyet", inanmamak "büyük suç" öyle mi? garip...

    çoğu kişinin anlayacağını sanmıyorum ama yorumumu "Bernard Russell'ın Çaydanlığı"örneğini vererek bitireyim:

    http://tr.wikipedia.org/w...7aydanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1
    0 ...