film elestirmeni ile sinema yazari arasindaki fark

entry1 galeri
    1.
  1. fark değil, farklar vardır. ancak bir çok şeyin yarım yamalak yapıldığı ülkemizde de bu iki meslek ciddi olarak birbirine karıştırılmaktadır. film eleştirmenliği farklı bir şeydir sinema yazarlığı bambaşka bir şey.

    şöyle ki:

    film eleştirmeni profesyonel olarak bu mesleği yapan, ekmeğini buradan çıkaran kişidir. ülkemizde bu işi yapan hiç kimse yoktur. çoğu sinema yazarının başka mesleği vardır. çoğunlukla gazeteci, mimar ve hatta veteriner olan bile vardır.

    hemen akla atilla dorsay gelecektir ama yanlıştır. dorsay sağlam bir sinema yazarıdır. bunun nedenlerinden birincisi olmasa da, biri; sinema'dan doğru dürüst para kazanmamış olmasıdır. zaten kendisi mimardır ve zengin bir ailenin çocuğudur. o kadar ki, babası 'oğlum yoruldun, hadi 1 sene git paris'te keyfince takıl' diyebilmiştir. uzun yıllar para almadan sinema yazarlığı yapmıştır.

    film eleştirmeni olabilmeniz için, gerek teknik, gerekse kuramsal olarak sinemayı bilmeniz gerekmektedir. hayatında bir tek film seti görmemiş, bir tek stüdyo işlemine gözlemci olarak bile katılmamış insanların eleştirmen olabilmesi mümkün değildir. 'şaryo nedir, tilt nasıl yapılır, mezopan da neyin nesidir' diyen insanların sinema-film eleştirmeni olabilmesi mümkün değildir.

    bir filmin, tek bir karesini eleştirebilmek için, o karenin arka planını iyi bilmeniz, teknik anlamda kurgunun temellirini, geçiş türlerini, çekim yöntemlerini, o esnada yönetmen nerede duruyor, ışıkçı ne yapıyor, kamera nereden nereye gidecek vs.. aşağı yukarı bilmeniz gerekir.

    oysa sinema yazarlığı için bunların hiç birine gerek yoktur. sinema yazarı, kendi kültür ve birikimiyle filmi ve içeriğini yorumlar. az buçuk rol ve oyuncudan da anladığı için onun hakkında da fikrini söyler okadar. bu nedenle steadycam denildiğinde 'hö' diyecek olan hıncal uluç da sinema yazar, ayzenştayn dediğinde 'bir rus lider' zannedecek olan ahmet hakan da...

    sanırım tanım için yeterli oldu...
    11 ...