Durumuna en çok üzüldüğüm galatasaray'ın Hollandalı on numarası.
Şimdi durumuna en çok üzüldüm dedim de, aslında bir o kadar da Felipe melo ve Fernando Muslera'ya da üzülüyorum. Biri orta sahada canla başla it gibi mücadele ediyor, öbürü de kalede kendisine gelen topları cansiperane bir vaziyette savuşturuyor. Üçünün de ayaklarına yüreklerine sağlık. Alınlarından öpülesi oyunculardandır bu iki eleman.
Ancak sneijder'in durumu biraz daha farklı. Şöyle farklı, hem orjini 10 numara mevkisi olmasından, hem de baskının diğer iki oyuncuya nazaran daha fazla olmasından dolayı. Ha gerçi bu baskı unsuru da kendi içinde ikiye ayrılıyor, birisi Muslera ve Felipe Melo'dan daha kariyerli ve daha heyecan verici meziyetlere sahip olmasından, diğeri de mancini döneminden önce fatih Terim'le yaşadığı muhtelif olaylardan ötürü. Ancak benim üzerinde duracağım nokta o değil.
Stamford bridge'de oynanan Chelsea deplasmanında takım olarak hem taktik hem disiplin hem de kondisyon açısından bırakın Chelsea ile kafa kafaya gitmeyi, herhangi bir anadolu Takımı'nın ortalama performansını bile sergilediğimiz meçhul. Defansta Eboue ve Chedjou, orta sahada Yekta ve selçuk, ilerideki adamlar da zaten presin p'sinden anlamayan adamlar, Drogba ve burak yılmaz takımın sıçıp sıvayan isimleriydiler.
Bakın sneijder geldiğinden beri onu oynatacak yer problemi gündemimizi sürekli meşgul etti. Fatih terim de Roberto mancini de bu durumu şüphesiz biliyorlardır. En baştaki sorun sneijder'in gerçek mevkisinde oynaması veya oynamaması gibi duruyor, ancak dün ben bu durumun böyle olmadığına kanaat getirdim.
Sneijder, en ileride bulunan iki oyuncunun hemen arkasında ve orta sahanın sol tarafında oyun kurucu göreviyle sahada bulundurduğumuz bir oyuncu. Yapılması istenen şey, esasında topu kendisiyle buluşturup, gerek ara pası, gerek uzaktan şut, gerekse set oyununa da dahil olarak boşluklar üreterek pozisyon yaratması. Yani playmaker görevini üstlenmesi. Ancak bunu dün akşam hem chelsea'nin bizden biraz önce yukarıda belirttiğim unsurlarda (kondisyon, taktik vs.) daha iyi olmasından, hem yanlış mevkide görev almasından, hem de hücumda oynadığı arkadaşlarının yanlış hareket etmesi veya hiç edememesi dolayısıyla gerçekleştiremedi ne yazık ki. Peki bu 3 temel nedenden en gerçekçi ve en problemi teşhis edilebilecek olanı hangisiydi biliyor musunuz, sonuncusu yani takım arkadaşları.
Dün akşam ne burak ne de Drogba istenilen Düzeyde oynadı mı? Defansın uyumunu bozacak, sırtı dönük top tutacak, arkadaşlarına pas istasyonu olacak Drogba, hangi opsiyonlarını gerçekleştirebildi? Ya da burak çok mu pas oyununa yatkındı da Sneijder'i düşünebilirdi? En iyi yaptığı iş olarak gösterilen defansın arkasına kaçabildi mi, veya en formda günü bile olsa kaçabilir miydi? Ya da soruyu şöyle sorayım, azpilicueta-cahill-Terry-ivanovic dörtlüsünün değil Burak'ı, Ronaldo'yu, suarez'i, Bale'i bile arkalarına kaçırması ne kadar ihtimal dahilindeydi de bizim saftirik kaçabilirdi? Ya da selçuk? Bu adam dün akşamki maçta mustafa sarp'ın yaptıklarından farklı olarak ne yaptı? Böyle giderse de ne yapabilir?
Bunlar çok çok ciddi bir sebep, hatta yanlış mevkide görev almasından daha ciddi bir şey. keza galatasaray taraftarı boşuna burak-Drogba ikilisinden memnun değil ki bu oyuna yatkın bir forvet istiyor.
Bir de şu var tabi, Sneijder, Selçuk-Felipe melo-yekta'dan ne kadar top aldı, aldığı yerler ne kadar istediğini yapmasına imkan tanıdı? Al gülüm ver gülüm işlerini demiyorum bakın, al benden çıksın da ne yaparsan yap kafasını kastetmiyorum. Sneijder aslında yalnızca forvetlerle uyumsuz gibi görünüyor, hatta böyle dillendiriliyor, lakin işin gerçeği orta sahada da var bu hoşnutsuzluk
Boşuna 'sneijder dünyanın en iyi üç on numarasından biri' demedi dün akşam bizi Avrupa'dan köyümüze yollayan takımın teknik direktörü.
işin en garip yanı da ne biliyor musunuz, hani bir deyim vardır ya, parasıyla rezil olmak diye. işte Galatasaray ve sneijder ilişkisi de bu yönde. Dünyanın en iyi üç on numarasından birine sahip olduğumuz halde ondan nasıl faydalanabileceğimizi düşünmeden bu hale geliyoruz.
Tanım cümlemi en yukarıda yaptım ama şöyle de bir tanım cümlesi daha eklemek istiyorum, en az sabri kadar sabır gösterilmesini hak eden futbolcu.