itiraf ediyorum ;
artık ablama karşı hiçbir şey hissetmiyorum.
hacettepe yazabilecekken o istanbulda okuyor ve yurtta kalmaktan bıkmış diye dış baskılarla istanbul üni yazdım. ev tuttuk.
2.senemizde dağınık olduğum için bağırdı. kendimi düzelttim. konuşmamaya başladık.
sonra 4saatlik bulaşıktan bıraktığım makyaj çantasına kadar insan öldürmüşüm gibi bağırmaya başladı bana. her seferinde hakaretler etti. 8-10 tanesine ağzımı açmadım. sadece kendi kendimi üzdüm.
banyoda şampuan devrilmiş haberim yok. yine adam öldürdüm galiba dedirtecek bir bağırış duydum. ilk defa cevap verdim. üstüme saldırdı hümanist sosyalist ablam. bi tokat yedim tutmaktan başka hiçbir şey yapmadım. halbuki ne garip yıllarca ailem ve çevrem böyle saldırgan şeyleri hep benden beklerdi, çetin cevizdim ya. kimseye derdimi anlatmaz sessizce ağlardım. insanın ne yaşadığı ağlayışından belli olurdu bana göre. ablam bağırarak ağlardı. anneme ağlardı. bense annemden kaçar ağlardım duymasın diye sessizce.
gel gelelim ablam bize gelen paraları annemin babamın parası ilan etmiş fakat burdan mantık kuramamış olsa gerek ki tartışmadan burası benim evim diye bağırmış bulundu. teknik olarak benim sayemde burda yaşıyor ve ben senin yüzünden daha az kaliteli bir eğitim alıyorum.
yurda çıkmak için babamı arıyorum. babam kovulduğumu anlamak istemiyor. evden ayrılmak istediğimi düşünüyor. çünkü kavgaları hep lutesyumunsimgesi çıkarır.
evden çıkacağımı duyan abla mesaj atıyor. "özür dilerim bi daha olmayacak bari giderken iyi olalım " yaaa sözlük. abla zaten göndermek için iki aydır psikolojimi bozuyormuş. ne planı var bilemiyorum tabi. ama kafamda iyi biri olarak kalmayacak artık eminim. haa yetim çocuklara yuva olacaksa tamam.
evden ayrılıyorum bugün yarın. belgelerim tamam nerdeyse. öyle ya insan ailesinin olmadığı yerde nasıl daha mutlu olabilir diye bile düşünmüyorum. gideyimde çöp kovasına gireyim, o derece!
umarım bundan sonrası bari iyi gitsin. dua edin olur mu benim için?