sıradan bir gündü. sabahleyin okula gitmek için erken kalktığımda hayata küfür edip böyle düzen olmaz olsun deyip istemeye istemeye okula gitmiştim. sabah kalkıp okula gitmenin meyvelerini toplayabilecek miydim o da aşikar. ders bittikten sonra her zaman ki gibi hiç bir yere uğramadan yurda döndüm. yapacak bir şey olmadığı için bilgisayarı açıp facebook, twitter ne varsa saldırdım. 1 gün önce 16 kiloya düştüğünü duyduğum çocuk ( çocuk; yaşamak için başkasına ihtiyaç duyan, reşit olmayan, kararlarını doğru düzgün veremeyen kimse) gözlerini yummuştu.
üzüldüm. çünkü bu dünya çocuklara emanetti. ilk okul birinci sınıfta bize bu öğretilmişti. hatta şarkı vardı sözleri '' Bir dünya bırakın biz çocuklara ıslanmış olmasın gözyaşlarıyla..'' diye başlıyordu. fakat büyüklerimiz bize iyi dünya kuramayacağını herkesin para etrafında secde ettiğini amerika, ıraka girdiğinde anlamıştım. çocuktum o sıralar ve empati yapacak vicdana sahiptim. babamdan böyle görmüştüm.
her neyse..
türkiye burası. ben onunla 11 yaşında tanıştım ve 11 yıldır yüzünü görüyorum. dik başlı, dediğim dedik bi tavrı var. tıpkı mahalle maçında top sahibi çocuk gibiydi.. faul dediği fauldü, gol dediği gol olurdu.. itiraz edenimiz olursa '' top benim istemiyorsan oynama '' diyebilecek kadar da yavşaktı.
yıllar geçerken oluşan kutuplaşmayı görebiliyordum... ve artık tüm türkiye olarak görüyoruz..
15 yaşında çocuk öldü..
elinde sapan olan fotoğrafı gösterdiler.
ekmek almaya gitmiyor dediler. hayatında ki tek fotoğrafa göre çocuğu astılar kestiler. sanki hayatı boyunca çocuk öyle dolaşıyormuş gibi o sapanla 3 toma devirmiş, 4 karakol basmış gibi..
daha sonra halay videosu paylaştılar bilmem neyin gününde halay çekiyormuş diye..
ufakcık çocuk ölmüş lan gösterdiğin mazereti s*keyim. vicdanını s*keyim. kusura bakma sayın okur kendimi tutamadım.
cümlemin başından beri çocuk diyordum fark ettiyseniz . çocuk öldü.. çocuk. çocuk. çocuk.. çocuk..
bunlarda tutmadı aynı gün şehit olan 4 polisi gösterdiler. akp mitinginde görev almak için yaşamını yitirenler. ( chp mitingine giderken vefat etselerdi ne diyeceklerdi oda ayrı merak konusu) gölgede kaldın polisim dediler. ufakcık çocuk senden daha kıymetli çıktı şehidim dediler. ailelerine ekmek götürürken öldü dediler.. dediler dediler.
isimlerini sorsak kaç kişi cevap verebilirdi o da ayrı konu..
sanki başka ülkede yaşıyoruz. ölenler bizimde polisimiz ama öyle bi kutuplaşmışız ki her değeri sahipleniyoruz. bizim - sizin diyerek.
fakat millet vekili oğlu polisleri sıraya dizince suskunluk yemini etmiş tapınak rahibi gibi çıt oyunu oynadılar..