sosyal medyayı aktif olarak kullanan biriyim. gezi sürecinden beri de haberlerde izleyemeyip, sosyal medyada gördüğüm yazılara, resimlere, olaylara daha duyarlı biri oldum birçok insan gibi. düne kadar da yine yazmaya, okumaya devam ettim. kendim gibi düşünmeyen yakınlarıma, arkadaşlarıma, zor da olsa bir yabancıya düşündüklerimi anlatmaya çalıştım.
dün egemen bağış'ın attığı tweeti görene kadar.
böyle tiksindirici, şoke edici bir düşünce ben görmedim, üstelik öldürülen bir çocuk üzerinden, tamamen kışkırtmak, duyarlı insanların sinirlerini zıplatmak için kasıtlı yapılmış bir eylem.
belki başbakan da kışkırtıcı tweetler atıyor diye düşünebilirsin. ama az çok tanıyoruz, ortada koltuk sevdası, geçmişten gelen bir hırsla intikam alma isteği var. başbakanın kışkırtıcı tweetleri kesinlikle iyimserlikle karşılanamaz evet, ama bir şekilde yakıştırılabilir, anlaşılabilir.
ama egemen bağış'ın; bakanlık yapmış birinin; önceden attığıklarına nazaran daha aşağılayıcı, hakaret olmaktan çıkıp küfür etmeye varan bu tweeti kesinlikle ve kesinlikle mazur görülemez.
kahvedeki dayı olsa konuşmayı denersin, belki kabullenmez ama denersin. anneannenle babaannenle konuşabilir, anlatabilirsin. düşüncelerini mazur görebilirsin. ama bu ülkenin çok tepelerinde gezmiş, bir çok yer dolaşmış birine kalkıp da yaptığın çok yanlış demen, ondan önce senin yüzünü kızartır.
çok ayıp, belki hırs, nefret, intikam söylemi ama; bunu ondan bile duymak benim adıma çok ayıp.