yer yarılsa da içine girsem denilen anlar

entry1896 galeri
    1506.
  1. asus cep bilgisayarımın bok yemesinden kaynaklanan dumur anıdır. günün birinde yine çılgınlar gibi sevgilimle aşığız, bi tatil maksadıyla memlekete döndüm. bi hajısos kardeşimle kafede oturmuş tavla oynuyoruz. bu hajısos arkadaşın bi tanıdık kız arkadaşı da civarda bi masada. o kız arkadaşı başka bir kızla sohbetteyken bi eleman geldi yanlarına ve o kız arkadaşla eleman gizli bişey konuşacakları için diğer kızı bizim masaya yolladılar iki dakka onlardan uzak olması için. bu hajısos arkadaş da onu tanıdığından bizim masaya oturdu hatun kişi. neyse, tabi olağanüstü tavla oynayışıma hasta oldu kız (burda çeşitli göz kırpan smileyler var bide güneş gözlüklü havalı smiley)

    her neyse, işte hoşlanmış yani. ertesi gün demiş ki bizim hajısos arkadaşa beraber buluşalım muhabbet ederiz. ertesi gün buluştuk ben tabi mevzuyu bildiğim için nası yükselişte ego bi gör yani. ama planım belli, bu hatun kişi bir sevgilimin olduğundan haberdar olduğu halde bana yazdığı için ona muhabbetin sonunda sağlam bi degaj dikme niyetindeyim. her neyse, bu buluşmadan önce benim numaramı almış bi yerden ve bana mesaj atmıştı " merhaba rusen amca nın oglu sedat ben naz " mesajı görmemiş olmalıyım ki akabinde bir mesaj daha alındı : "rusen amca nın oglu sedat biz kafedeyiz canım geliyor musun?" bende gelirim birazdan gibilerinden bişey yazdım ve buluşmaya biraz geciktim.

    velhasıl buluştuk muhabbet sohbet gırgır şamata gebertiyorum bunları güldürmekten, kızın gözleri büyüdü her dakka daha da bi hayranlık duyuyo. kız da sedef avcı nın aynısı bro, hakkaten güzel kız. ama tabi sevgilim ultra güzeldi o ayrı ehe. neyse günün sonunda kızı evine bıraktık, bırakırken dedim ki bak ben niyetinin farkındayım, ama benim evlilik yolunda giden bi ilişkim var. o yüzden sakın. ehe.
    çok bozuldu.

    neyse geri dönüyorum eve o sırada benim hatun aradı normal konuşuyoruz, bi ara dedim ki "bak sevgiline ne hatunlar yazıyo ama yani gelişine çekiyo voleyi haberin olsun" zannettim ki aferin lan falan dicek (üzgün smiley) ağzıma sıçtı. haha.

    hal böyle olunca tabi bende diyemedim ki ben buluştum onlarla diye. yani sadece teoride biri sevgilisini beğenmiş oda haber yollamış olmaz o iş diye biliyo. ve gelelim yerin dibine tüpsüz dalma isteğimin geldiği noktaya. bir iki ay sonra hatunla beraber kütahyanın el değmemiş izbe ilçelerinden birine gidiyoruz, bi arkadaşım orda çalıştığı için tatil yapıcaz bi hafta sonu orda beraberce.

    nası mutluyuz ölcez mutluluktan, bu arada bende bi asus cep bilgisayarı var telefon niyetine, onun doğum gününde bi tanede ona almıştım aynısından ikimizdede aynı telefon var oda bende inciğini cinciğini biliyoruz hep. sonra benim telefonu aldı eline mesajlara girdi, daha evvelden ben tabi tehlike arz edecek tüm mesajları sildiğim için içim nası rahat ölüyorum huzurdan. ehe. mesajların içine bakınca binlerce mesaj olduğunu gördü dedi ki hafızayı boşaltmamı ister misin? bende onun hiç bi mesajına kıyamadığım için hiç birini silmezdim oda bilirdi ancak telefon artık öyle yavaşlamıştı ki bu yükten, karşı çıkmadım. dedim ki silebilirsin. ben dolmuşun içinde kendime bi viski dolduracak kadar keyifli şekilde dışarıyı seyrediyorum o sırada da o mesajları siliyo. derken güzel sesi kulaklarımda yankılandı "hayatım bu kim?" telefonun ekranına doğru kaygısızca baktım, gelen mesajda "rusen amca nın oglu sedat biz kafedeyiz canım geliyor musun?" yazıyordu. numara kayıtlı olmadığı için bir isim görünmüyordu ancak hafızamdaki puzzle bi anda şekillenince lan dedim bu naz!!!! hnanskym!nası olur? ben bu mesajları aylar evvel silmiştim!!11!! o an beynimddeki tüm nöronlar 32 bit hızında bir kıvrımdan diğerine veri taşırken, eğer gerçek öğrenilirse yaşanabilecek tüm olasılıklar hesaplanıp en doğru yalanı bulmaya çalışırken dışarıya ağzımdan şu cümle döküldü "ne bileyim hayatım?" ehe. telefon bi yandan yeni mesajları silerken bir yandan çok eski silinmiş mesajları yeniden yüklemeye başlamıştı, böyle işler en uyduruk bilimkurgu filmlerinde bile olmazken nasıl benim başıma gelir diye düşünmeden edemedim. o mesajı sildikten sonra gelen mesaj ise freeedooom diye bağıran wilyım wolıs olmamı sağlayan mesajdı : " merhaba rusen amca nın oglu sedat ben naz "

    allahım bana kaderimin nasıl bir oyunu bu diye düşündüm saniyenin onda birinde, sonra ekranı sanki görmemişim gibi yüzüme tuttu ve dedi ki "anlat ne demek oluyo bu?"

    işte karşılaşmak istemediğim ilk soruyla karşılaştığım andı o an. o mona lisa tarzı sevimli yüzünden eser yoktu ve mavi gözleri kırmızının en koyu tonuna bürünmüştü. ağzından alev çıkmadan evvel toparlanmaya çalıştım, kalbim saniyede 140 bpm atmaya başlamıştı belli ki, yoksa bunca kan yüzüme bu kadar hızlı toplanamazdı, sıcaklığı hissettim o an egzoz borusuyla aynı santigrat dereceye sahiptim. içimde bunca fırtına koparken dışarıya gayet sakin soğuk kanlı bir ses tonuyla olaya hakim karakter olarak konuşmaya girdim "hayatım sandığın gibi bişi değil!!" ehehe.

    tam 2 günlük tatilde 2 gün ağzıma sıçtı. 5 farklı senaryoyu 10 dakikada üreterek gines rekorlar kitabına girdim dolmuştan indiğimde. ama yemedi. hajısos arkadaşıma mesaj attı nedir bu durum açıkla dedi, hajısos arkadaşımdan gelen cevap " rusen amca nın oglu sedat ne diyosa doğrudur, bence çok şanslısın onun gibi bi sevgilin olduğu için" şahidim bir şıracıydı evet. ama çokta günahım yoktu be, pişirip pişirip önüme defalarca koydu tabi hatun bu ilişki süresi boyunca bu olayı. ama işte o dolmuşta o mesajı gördüğüm an elimdeki hayali viski bardağı ve o dolmuşun koltuğu ile beraber yerin dibine dünyanın çekirdeğine gitmeyi nası istedim bi bilsen sevgili sözlükcan.

    zor zamanlardı bro.
    5 ...