türkler-yani biz- heyecanlıyız kardeşim. aynı zamanda da yumurta kapıya geldiği zaman hareket etmeyi çok severiz.
sadece bu iki düşüncenin doğruluğunun ispatlandığı maçlardan biri olmuştur.
basketbol anlayışımız sadece dışardan abuk subuk el üstü üçlük sallamak ve ibrahimin kat etmesi sonucu perdenin ardından üçlük atmasından ibaret. turnuva boyunca becerebildiğimiz en iyi ve en organize oyun bu oldu. ha bi de önüne gelenin içeriyi zorlayıp da basket topu sıçar gibi attığı şutlardan bahsetmeyeceğim. bunlar hepsi "guard"sızlıktan oluyor. bir laf vardır. bir basketbol takımı guardı kadar oynar diye. işte bizim de o hesap arkadaş. bu turnuva bize en iyi bunu gösterdi. guardımız olmadığı için basketbol felsefesi yapacak adam da yok. o zaman da millet karambole atıyor. ilk beş çıkacak guard maçtan yarım saat önce belli oluyor. saçmalık.
bakın guardlarımızın 14 ve 16 sayı attığı hazırlık maçlarımızda rakiplerimizi parçaladık. bu adam sayı attığı zaman tabi boş da durmuyor en az 5-6-7 tane asist de yapıyor takım "takım" gibi oluyor.
bakın en iyi denilen takımlara, litvanya-jasicevicyus... fransa-tony parker... ispanya-navarro... yunanistan diamantidis...
yaa yaa.
guard olmadan bu işler olmaz.
bir yazar demiş ona atıfta bulunmadan geçemeyeceğim. biz de basketbol oynadık, biz de o yollardan geçtik kendi çağımızda. herkeste bir guard olma hevesi çabası vardı. göstere göstere ökküz gibi boyuyla kalıbıyla yavaşlığıyla 4 numara olan adam bile ben senden daha iyi guardlık yaparım diye bana girişirken başkasına iddia ederken bu milli takıma niye adam gibi guard gelmiyor yahu.
delirmemek elde değil. elimizde muhteşem potansiyelli adamlar var ama o adamlar nowitzki etmiyor. almanlar bizden daha iyi değildi, onların da guardları yoktu ama bizi parçaladılar. niye diye sorarım ben... niye?
adamlarda ruh vardı da ondan.
nowitzki yere düştüğünde top çembere zor değerken aman bişey oldu mu diyerekten topu mopu sallayıp adamına yardıma koştu almanlar. bizim elemanlarsa mehmetin şutunun girmesini bekledikten sonra yanına kostular. aramızdaki fark buydu.
bu turnuva bize bunları gösterdi. tokat gibi yüzümüze vurdu.