belki şehzade mustafa dizideki kadar masum değildi ama isyankar bir şehzade de değildi. zira isyankar bir şehzade olsaydı yeniçeriler bu kadar destek vermişken, hiç durmaz babası kanuniyi tahttan indirmeyi başarırdı.
dizide babasına yazdığı mektup epey acıklıydı.
hünkarım, kalbimin üzerinde taşıycağım bu mektubu muhtemelen siz hiç okuyamıcaksınız zira bu mektubu hakikate ermesini hiç ummadığım bir istakbele yazıyorum arzum dileğim budur. dileğim gerçekleşmez ve bu mektup elinize geçerse bana kıymışsınız demektir.
Ey hünkarım.. Ey canum babam. Bu satırları okuduğunuzu göre siz, kendi kalbinizi söküp attınız..
Bense bu yalan dünyadan göçüp gittim..
bilin ki elinizi günaha buladınız, bilin ki masum bir canı aldınız..
oysa birbirimize söz vermiştik, ben size isyan etmiyceğime and içmiştim, sizde bana kıymıycağınıza... ben sözümü tutdum baba ve zinhar ihanet etmedim, oğlum mehmedin başı hakkı için kızım nergiz şahın başı hakkı için ihanet etmedim, etmem.. fakat siz sözünüzden döndünüz asla yapmam dediğinizi yaptınız.
size bir babanın evladına kıydığı bu zalim dünyayı bırakıyorum. Zira ikbal ve iktidar uğruna babasının canına kast etmiş bir zalim olarak yaşamaktansa..
Bir mazlum olarak ölmeyi yeğlerim!
adım, sizin gibi tarihin altın sayfalarına yazılmıycak belki, hiç kimse zaferlerimden bahsetmiycek, cihana hükmettiğim bir tahtım olmıycak, hatta bir hain, asi bir şehzade olduğumu yazıcak Vakanüvisler, varsın öyle yazsınlar varsın allahın bildiğini kullarından saklasınlar, bir gün gelir mazlumların hikayeside anlatılır.
Belki yıllar, belki de yüzyıllar sonra biri benim hikayemi anlatır, birileri işitir ve öğrenirler hakikati işte o gün mazlumun hakkı mazluma teslim edilmiş olur.