başörtüsü mevcut konumu ve duruşuyla en azından yaratılan hava bakımından yalnızca kadınlara yönelik değildir. zira "cumhurbaşkanının eşi" tanımlamasında görüldüğü gibi tartışılan hayrinüsa gül'ün türbanı değil, "türbanlı hayrinüsa gül"ün eşinin cumhurbaşkanı olmasıdır. yani ifade iyi okununca anlıyoruz ki rahatsızlık uyandıran abdullah gül'ün eşinden yola çıkılarak abdullah gül'ün kendisidir bir yerde.
şu halde türbanı yalnızca takan değil kitlelerce kadınları takmak zorunda bıraktıklarına inanılan erkekler de, o kadınların eşleri/babaları da eleştirilmektedir.
eleştiride erkek-kadın ayırmadan yalnızca zihniyete yönelen bir boyutlanma varsa, neden savunmada da olmasın?