üşenmeyip okuyana teşekkürler öncelikle.
arkadaşlar bu anım tamamen gerçektir.
çok garipti, hatırlar hatırlar gülerim.
ben lise yıllarındayken, yaz aylarında gece vakti dışarı çıkar gezerdim 3 gibi.
bir gün yine kafama esti, kulaklığımı taktım saldım dışarı kendimi.
amacım sigara içip müzik dinleye dinleye, kumsala kadar yürümek ve sahilde oturup güneşi izlemek.
merkezden sahile kadar olan yol, düz ve uzun bir yol. karasu'yu bilenler hemen hatırlar.
lan tam yolun yarısındayım, bir açık manav gördüm uzaktan yolun üstünde.
alla alla dedim içimden, ne alaka bu saatte manav.
hafifçe önünden geçerken yavaş yürüyeyim de bakayım dedim önünden geçerken.
bir de ne göreyim; içeride adamın biri, karpuz ve üzümlerin arkasında.
çıkarmış aleti 31 çekiyor.
hafif yukarı doğru bakıyor, belli ki porno açık karşı duvarda asılı olan tv'de.
şok oldum. hiç çaktırmadan devam ettim yola. şokun etkisiyle 15-20 dakikalık yok, 2-3 dakika gibi geldi.
kumsala varmak üzereydim ki, saat 11 yönünden bir ses işittim.
ismim ile sesleniyor ve gelmemi işaret ediyordu. kim bu derken, eko adlı çocukluk arkadaşım olduğunu anladım.
yanında da 1 erkek 2 tane de kız vardı.
bizim eko görmeyeli tam emo olmuştu. ama tam emo, yanındakilerde öyleydi.
zaten kızları görseniz anlarsınız, saç şekli, giysiler, makyajlar filan.
tam japonya'daki emo'lar gibiler, böyle gereksiz bir cool'luk filan.
oturmuş birşeyler içiyorlar. anlarsınız ne içtiklerini şimdi söylemeyim.
muhabbet muhabbeti açtı sabah kumsalda bir kaç saat uyuma kararı aldık.
uyanınca da kahvaltı yaparız dedik.
dostlar. daha demin ki 31 şokunu anlatmamıştım ki ama.
güneş ağırırken inleme sesleri ile uyandım.
kız ve erkek sesleri karışıktı. dedim sevişiyorlardır emo'lar, hiç arkamı dönmeyeyim.
lanet olası lucifer. dinlemez olaydım.
çaktırmadan bakarım diyorum kendime. belki yaptığım yanlış ama merak ettim dostlar hor görmeyin beni.
arkamı bir döndüm erkek erkeğe ilişkiye giriliyor; kızın biri de diğerinin göğüslerini yalıyordu.
hiç bir tepki veremeden dondum kaldım. hemen kendimi kontrol ettim, sinsi bir plana kurban gittim mi yatarken diye.
eko'ya baktım, afedersiniz pasif olmuş. şaşırdım lan, küçükken misket oynardık.
dondum kaldım. kendimin sağlam olduğunu teyit edince, hemen hızla kaçmaya başladım.
nasıl bir korkuysa. heyecandan caddeye doğru değil, kumsal boyunca kaçıyordum.
lan arkadaş ne gündü ya, sen kaçarken denize sıfır villaların birinin önünden geç.
sabah 6.30; köpeklerinin ipini çözmüş olan tatilci bir orospu evladının köpekleri, ben kaçar halde peşime takıl.
malum kumsal hızlı koşamıyor insan.
yoruldum. köpeklerden biri pantolonumu parçaladı. boğuşuyorum diğerleriyle de.
boğuşuyorum dediğim köpekler benimle afedersiniz taşşak geçiyor, aralarındayım.
lan arkadaş allahtan sabah sabah, ilginç eşofmanlarıyla yürüyüşe çıkan 2 tane amca caddeden koşarak kurtardı beni; ellerinde sopa.
utançtan yere bakarak teşekkür ettim amcalara.
caddeye çıktım.
kaldırıma oturdum.
mp3'den empyrium'un en melankolik parçası olan "where at the night wood grouse..." şarkısını açtım.
bir sigara yaktım; güneşin doğuşunu izledim.