uclu kursun kalemlerdeki silgi

entry11 galeri
    5.
  1. kalemin kapağını açıp silgiyle karşılaştığınızda :
    +beni kullanmayacaksın di mi? bak o yeşil silgiyi-pelikanı- kullan, ya da git bi kokulu silgi al kendine. der, küstah ve kibirlidir bunları söylerken oysa kibar bi edası vardır.

    kullanmazsınız zaten. işini pek günüllü ve başarılı şekilde gerçekleştiremez. ancak zorunlu durumlarda ya da kalleş sıra arkadaşınızın kaşla göz arasında -sırf günlük kalleşlik kotasını doldurmak için- kullanmasıyla, zamanla erir erir ve biter.
    tabi bu erime sürecinde zaman zaman intikamını alır. en güvendiğiniz zamanlarda kapağı açıverirsiniz, ama iyice küçülmüş olduğundan bazen kağıda sürttüğünüz silgi değil kalem olur; kaçtığı yuvasından çıkarıp, parmaklarınızın ucuyla tutup iş gördürmeye çalışırsınız. bi süre sonra yuvadan çıkarmaya çalışırken daha da derinlere kaçar. offf.. başka bi kalemin ucuyla, saklandığı delikten zor bela çıkardığınız bir gün tam silme esnasında parmaklarınızın ucundan pırtlayıp kaçıverir.

    neyse, en azından, ona güvenip yola çıkmıycam bundan sonra dersiniz ve kokulu silginiz kenarlarını temizlersiniz sıranın üstünde. silgi dediğin budur o neydi öyle canım. ohh mis.

    ama asıl sorun başlamıştır.
    yeri doldurulamaz olduğunu anlamanız uzun sürmez.

    kalemin o yavşak kapağı yerinde durmuyodur bi türlü.
    meğer gizli bir işlevi varmış kodumun silgisinin. kapakla temas ederek, daha sıkı oturmasını sağlıyormuş.
    artık kaleminizi kalem kutusundan çıkardığınızda çoğu zaman kapağının olmadığını görürsünüz. bulur takarsınız bulur takarsınız bulur takarsınız ... sıkılana ya da kapak kaybolana kadar...
    o güzelim kalem bi ucubeye dönüşmüştür artık.
    ya bu durumla yaşamaya alışırsınız
    ya da kalleş sıra arkadaşınızın uçlu kurşun kaleminin silgisini kalleşçe çalarsınız. artık bir süre kalemi evde bırakmak gerekmektedir.
    kalleş sıra arkadaşınızın hafızasıyla doğru orantılı bi süre...
    1 ...