Osmanzade Taib Ahmed (1660-1724). padişah özel kátibi ve tarihçiydi aynı zamanda şair ve yazardı.
"Telhisü Mehasinil-adab" isimli kitabında islam halifeleri ve Osmanlı padişahlarının özel hayatlarına ilişkin bilgiler mevcuttu.
bu esere göre, Osmanlının ilk sultanları ağızlarına içki koymamışlardı.
ilk padişah Osman Gazi, dini bütün Şeyh Edebalinin damadı olduğundan "kadehin gül rengine rağbet etmemişti"
"Fatih Sultan Mehmed Han ve Sultan Bayezid-i Veli, komutanları ve vezirleriyle arada sırada iyşü nuş (içki álemi) ederlerdi. Hatta Bayezid-i Veli, Sadrazam Gedik Ahmed Paşayı işret (içki) sırasında katletmişti".
Yıldırım Bayezid ın içki ve bezm (içki meclisi) düşkünlüğünün sebebi, eşi Sırp prensesi Maria Despina (Olivera) idi.
Yavuz Sultan Selim içki kadehine fazla iltifat etmezdi, ancak ara sıra içerdi. Heyhat, çabuk sarhoş olup şiir okurdu. Bir gün bir eğlence sırasında yine sarhoş oldu; ayağa kalktı; elindeki kadehi öne doğru uzattı ve üzümden ilk şarabı çıkardığı iddia edilen iran Şahını anımsayıp şiir okudu:
"Bint-ül inebin bikrini Cem etti izale."
(Üzümün kızının bekáretini Cem yok etti!)
Kanuni Sultan Süleymanın, ilk zamanlarında musiki dinlerken içki içmişliği vardı. Ancak daha sonra içkiyi yasakladı.
"Osmanlının yasağı üç gün sürer" deyimi doğruydu. Kısa bir zaman sonra içki yasağı unutuldu, meyhaneler yeniden açıldı.
Padişahlar arasında içkiye en düşkün isim II. Selimdi. Lakabı "Sarhoş" idi. Bu dönemde sınırsız içki serbestliği vardı.
ilginçtir, II. Selim içkiye düşkün olmasına rağmen, beş vakit namazını da kaçırmazdı. Ve sonra, Halvetiyye Şeyhi Süleyman Efendinin telkiniyle içki içmeye tövbe etti. Hatta bir gün hastalandığında hekimlerin iyileşmesi için verdiği ilacı, "içinde içki vardır" diye içmedi.
içkiye karşı padişahlardan biri de III. Muraddı. içki içmediği gibi huzurunda lafının edilmesinden bile hoşlanmazdı. Bunun altında yatan sebep ise şuydu: Şehzadeliği sırasında babası II. Selim bir gün kendisini içki sofrasına çağırdı. içki içmesine izin verdi. Ama padişah daha önce Harem Kethüdası Hekimbaşı Kurdoğluna, şarap kadehinin içine baş ağrısına neden olacak bazı maddeler koymasını istemişti. Şehzade bu oyundan habersiz şarap kadehini ardı ardına içince birkaç gün baş ağrısından duramadı ve içkiye tövbe etti.
IV. Murad kendisi içmesine rağmen halka alkol, sigara ve kahve kullanılmasını yasakladı. içki içenler darağaçlarında sallandırılırken IV. Muradın Şeyhülislamı Zekeriyazade Yahya Efendi bakın şiirinde ne diyordu:
"Mescitte riyamişler etsin ko riyayı/ Meyhaneye gel kim ne riya var ne mürai..." (Bırak mescitte ikiyüzlüler devam etsin riyakárlığa/ Sen meyhaneye gel ki orada ne riya var ne riyakár.)
III. Ahmed, çoğunlukla geceleri hünkár sofasında, balkonda yumuşak yastıklar içinde yarı yatmış bir halde oturur, sadrazamı, şairleri ve dalkavuklarıyla rakı içerdi.
Bir sonraki padişah I. Mahmud da içkiyi seviyordu.
Gelelim halifelere...
"Müslümanlar arasında içkinin yayılmasının nedenlerinden biri de, Emevi halifelerinden Yezid Bin Muaviye, Abdulmülk Bin Mervan, Yezid Bin Abdulmülk, Velid Bin Yezid gibi kimselerin içki düşkünü olmalarıydı. Arap hükümdarlarından Numan ve Hişşam ile küçük emirliklerden çoğu haftada bir gün işret ederlerdi (içerlerdi).
(...) Emevi hükümdarlarından Yezid bin Velid ayyaş idi; vaktini sarhoş olup ayılmakla geçirirdi. Abdülmelik ayda bir kere; Velid Bin Abdülmelik haftada bir kere; Süleyman ve Merdan Bin Mehmed üç günde bir kere içerlerdi.
(...) Abbasilerden zevkusefa sofralarına en ziyade rağbet eden halifeler; Hadi, Reşid, Emin, Memun, Mutasam, Vasık, Mütevekkil idi. Abbasi halifelerinden Ebul Abbas haftada bir kere salı gecesi içerdi. Hadi ve Mehdi iki günde bir kere; Harun ve Memun haftada iki kere içerdi. Bunlar nihayet giderek ayyaş olmuşlardır. Mutasım, perşembe ve cuma günlerinde ve toplantılarda içerdi. Ama Vasık, cuma gecesi ve toplantı günlerinde içmez, diğer geceler içmezse uyuyamaz, rahat edemezdi."
sonuç:
türkiye cumhuriyetini 2 ayyaş kurdu diyenlere;
o zaman,
islamiyeti de, osmanlıyı da ayyaşlar yönetmişti.
bir daha ki sefere daha dikkatli konuşun.