sözlükte "yazar" olan ve "yazabilen" biri, yine aynı özelikleri taşıyan (yazan/yazabilen) bir kişi hakkında geniş bir bilgiye sahip olması kaçınılmazdır. şöyle ki;
"a" kişi'nin bir yazısına, görüşüne denk gelmiş bir "b" kişisi, a isimli yazar hakkında daha geniş bilgiye sahip olma olanağı vardır, onun tüm yazdıklarını okuduğunu düşünürsek, o kişi hakkında ve o kişinin hayata bakışı hakkında çok fazla ve hiç bir ortamda bu denli "yalın" ve devamlı olacak derecede bilgi alamaz. bilgiyi direkt kişinin yazdıklarından alır ve okuyan kişinin, okuduğu kişinin karakterine ve kişiliğine dair çok geniş alanda bilgiye vakıf olur. tabi bu genişlik derecesi, yazılarını okuduğu kişinin "bilgi" ve "ilgi" dağarcığı ile sınırlıdır.
bu demek oluyor ki, kişi yüzünü görmediği halde (veya tanışıp gördüğü) bir insan hakkında ki bilgiyi, sözlük ortamı dışında tanışıp konuştuğu kişilere kıyasla daha fazla bilgiye sahip demektir. sonuç itibariyle düşünceler kişilikleri belirler.
