fatih portakal

entry1760 galeri
    132.
  1. tarafsızdır. yeri gelir esed'in, yeri gelir tayyip'in haltlarını gösterir. garibanlıktan o makama gelmiştir. tayyip baba bazılarının da olduğu gibi onu bulunduğu mevkiye paraşütle atmamıştır. hayat onun anasını ağlatmıştır. senelerce 900 tl maaş ile çalışmıştır haberciyken, insaf mı bu? hem de o maaşa bile zor ulaşmıştır, şükür ki adam 40'lı yaşında bin lira maaş nedir gördü! bir memurun emeklilik yaşında çalışıp, binli bi' maaşı bu garibanlıktan tırnağıyla kazıp, yükselen halkın anadolu insanına çok görmemek gerek. tayyip babanın, cemaatin gökten inme spikerleri daha başlar başlamaz bin liralarla jipler, villalar alabilecek kadar zengin olurken adalet mi bu? adalet mi gariban halkının çektiği azapları gösteren bi' cengâvere hakaret edip, saldırmak? işte portakal'ın hayat hikâyesi:

    akal Hafta içi hergün saat 7:00
    da fox tv ekranlarında çalar saat
    programını sunuyor.
    Fatih Portakal’ın zaman gazetesine
    verdiği röportaj ;
    Her sabah saat 7′ye çeyrek kala Fox
    TV’den kocaman bir çalar saat, uykudan
    uyandırıp yeni bir güne hazırlamak için
    çalıyor. Saati tam vaktinde çalması için
    ayarlayan, ismi ve haber sunuş tarzıyla
    hafızamıza yer eden Fatih Portakal. Fatih
    Portakal kim? Daha bir yıl önce haber
    spikerliğine başlamasına rağmen nasıl
    bu kadar sevildi ve programını sabah
    kuşağı haberleri arasında en öne
    geçirdi? Merak edip yayına hazırlandığı
    saatlerde kanala gidiyoruz. Saat 04.00…
    işe saat 3′te başlayan 9 kişilik bir ekip
    karşılıyor bizi. Hepsi harıl harıl, saatler
    06.45′i gösterdiğinde izleyicilerin
    karşısına çıkacak haberleri toparlıyor,
    videoları ayarlıyor, metinleri yazıyor…
    Kolay değil, program 3 saat 45 dakika
    sürüyor ve ortalama 100 haber aktarıyor.
    O sırada haberlerine çalışan, internetten
    sıcak haberleri okuyan Portakal’ın yanına
    varıp kendisini anlatmasını istiyoruz…
    Fatih Portakal, 1968 yılında Aydın’da orta
    halli bir ailenin evladı olarak dünyaya
    gelir. ilk, orta ve liseyi izmir’de okur.
    Ancak istanbul Üniversitesi ingilizce/
    işletme bölümünü kazanınca
    memleketim dediği bu şehirden ayrılıp
    istanbul’a gelir. 1993′te mezun olur
    üniversiteden. Pek çok kişinin hayatının
    en önemli zamanları saydığı bu yıllar,
    onun için bir anlam ifade etmez. Çünkü
    tembel bir öğrencidir. Yalnız tembelliği
    derslerine karşıdır sadece. Çünkü okul
    bitince dilini geliştirmek ve başka bir
    alanda master yapmak için yurtdışına
    gitmek ister.
    Avustralya’da yaşayan bir arkadaşından
    da ‘yanıma gel’ diye teklif gelince
    babasının arabasını satıp yola düşer.
    Sene 1994. Portakal için Avustralya
    günleri başlar artık. imkânları geniş ve
    insanlarının maddi sıkıntı yaşamadığı bu
    ülkede alanıyla ilgili bir iş bulamaz.
    Zaten ‘illa da işletmeci olacağım’ diye
    tutturmaz ve dünyaca ünlü bir otelin
    Sidney şubesinde restoran görevlisi
    olarak işe başlar. 3,5 yıl çalışır orada.
    Kendisine bir ev alacak parayı biriktirir.
    Zaten artık sıkılmıştır. Ezan bile
    dinleyemediği bu ülkede kalmak istemez
    ve dönme kararı alır.
    “Seni burada yerler oğlum!”
    Fatih Portakal için Avustralya’dan dönüş
    kararı hayatında bir dönüm noktasıdır.
    Çünkü Türkiye’ye geldiğinde bir yakını
    onu muhabirlik yapması için Star TV’den
    Ufuk Güldemir’e yollar. Aklından şimdiye
    kadar bu meslek geçmemiştir ama
    “Altından kalkarım evelallah!” deyip
    Güldemir’in kapısını çalar. Yıl 1997.
    Güldemir ona, “Emin misin bu işi
    yapmak istediğinden? Seni burada yerler
    oğlum.” der ama Güldemir yine de işe
    alır Portakal’ı ve izmir muhabiri yapar. 29
    yaşındadır. 6 ay maaşsız çalışır. Sonra
    kadroya geçer ve evlenir. Yalnız kadroya
    geçtiğinde maaşı çok olmaz. 8 yıl aynı
    maaşla görev yapar. 2004 yılında kanal,
    Doğan Grubu’na geçince işten çıkarılır.
    Ama o “Her şerde bir hayır vardır.”
    diyerek başına gelene sabreder.
    Nihayetinde Portakal bu tarihlerde
    hayatının teklifini alır. Gazeteci Ayşenur
    Aslan, Portakal’ı arar ve Mehmet Ali
    Birand’ın muhabir kadrosunda yer almak
    isteyip istemediğini sorar. Hemencecik
    kabul eder ve istanbul’a yerleşir.
    Artık hayatının ikinci dönüm
    noktasındadır o. Maaşı 900 liradan 4 bin
    liraya çıkar ve kısa sürede haber sunuş
    tarzıyla ismi akılda kalan bir televizyon
    muhabiri olur. Birand da önünü açar ve
    muhabirliğin yanında radyo ve
    televizyonda başka işlerde çalışmasına
    izin verir. Best FM’de ‘Fatih Portakal’la
    Konuşan Türkiye’ programını sunar.
    Kanal D’de ‘Ne yapmalı?’ programının
    sunucusu olur. O sırada Fox TV’de sabah
    haberleri sunucusunda arayış vardır. O
    da bunu fırsat bilerek kendisine daha
    önce teklif götüren Fox TV Genel Yayın
    Yönetmeni Doğan Şentürk’e mesaj çeker:
    “Kabul ederseniz ben sunayım
    programı.” Hayatının üçüncü dönüm
    noktasını mesajın üzerine yaşar Portakal.
    Çünkü Doğan Şentürk mesaja olumlu
    cevap verir: “Sen istiyorsan neden
    olmasın!”
    “Soyadımın farkını çok yaşadım”
    Sonrası bildiğiniz gibi… Fatih Portakal
    televizyonda çok sevilir, halk tarafından
    kabul görüp izlenir. Onun için Fatih
    Portakal olarak başka bir dönem başlar.
    Sevmeyen, eleştirenler de çıkar. Ama o
    eleştirildiği yönünün yani doğal
    olmasının kendisini ‘Fatih Portakal’
    yaptığı kanısında. “Ben konuşur gibi
    sunuyorum programı. Düşüncelerimi
    paylaşıyorum, robot gibi değil bir insan
    gibi duruyorum ekranda. insanlar da
    bunu seviyor. Her şeyden önemlisi
    programda sokaktaki adamın aklından
    geçeni dillendiriyorum. Bu da, “Fatih
    Portakal’la Çalar Saat’e” ilgiyi artırıyor.”
    diyerek insanların kendisine ve
    programına karşı olan teveccühlerini
    izah ediyor. Ama Portakal için kısa
    sürede sevilen bir muhabir olmasının
    sırrı sadece lisan-ı halinde değil;
    soyadında da gizli. “Küçükken soyadımın
    ‘Portakal’ olmasından rahatsızdım.
    Muhabirliğe geçtiğimde çok sevdim.
    Çünkü akılda kalmamı sağladı.” diyor.
    Portakal’ın geleceğe dair “şu noktaya
    geleceğim” şeklinde hedefleri ise yok.
    “Her şey kısmet.” diyor. Ama Ahmet
    Vardar gibi bir spiker olmayı da aklından
    geçirmiyor değil!
    “Her akşam saat 21.00′de yatıyorum”
    Fatih Portakal ve ekibinin mesaisi pek
    çok insandan farklı. Onlar her gece saat
    03.00′te işe başlıyor, 10.30′da ise
    evlerine geri dönüyor. Portakal, 3′te
    kalkabilmek için akşam 21.00′de
    uyuduğunu söylüyor
    site: http://eokulsinav.com/fat...ortakal-kimdir-26173.html
    0 ...