kısaca pms olarak adlandırılan pre-menstrual sendrom, yani adet başlangıcından önceki hormon dalgalanmaları sadece ve sadece bir kadın şımarıklığıdır. 19. yüzyıldan itibaren kendilerine sunulan pozitif ayrımcılık (ki kendilerince hak eşitliğiymiş) gereği haddini ve hududunu aşan şımarıklığa varan davranışların bir uzantısıdır. sanki kendilerinden evvel milyarlarca kadın yaşamamış gibi sadece çağdaş kadınlarımızın pms dönemi oldukça ekstrem geçer.
tamam hormonal dengesizliği anladık. bu dalgalanmalarla etrafındaki her şeye zarar veren yıkıcı bir öfkenin izahı olamaz. insanoğlu içindeki şiddeti bastırabildiği için medenileşmişti. bu bağlamda en ufak kıvılcımda bile içindeki sadizmi ortaya dökebilen kadınlar, dünyada yaşamakta olan en ilkel türlerden biridir maalesef.
şimdi erkeğin de kendince hormon dalgalanması yaşadığı dönemler olur. misal, bikinili bir kadınla yanyana iken cinsiyet hormonları salgılanması son derece olağan. biz nasıl, "hmm şimdi hormonlarım yükselmişken şu kadını bi yatırıp sikeyim" diye düşünmüyorsak; yahut testosteron seviyelerimizin tavan yaptığı maç, spor etkinliği gibi olaylardan sonra önümüze gelen kadını allah yarattı demeden dövmüyorsak kadın da haddini ve hududunu bilmelidir keza.
biz yapınca barbarlık, siz yapınca sevimlilik.. yemezler.