bütün gün doğru düzgün yemek yemeyip, abur cuburla doldurulan mideye iki kadeh şarap yollanması ve midedeki herşeyin fermantasyona girerek maden ocaklarındaki grizu patlamasından daha etkili gaz üretmesi bütün olayı tetikler.
odada kimsenin olmaması fırsat bilinerek, önce televizyonun sesi muhtemel "zort" sesine karşı açılır. oturulan koltuktan hafifçe yana doğru kaykılarak osurma posizyonuna geçilir. işte o müthiş an gelmiştir. "pdöödöfffff" diye gaz bırakılır.
işte tam bu ulvi anda, yüzünüzden henüz ıkınma ifadesi kaybolmadan kapı açılır içeriye anne girer. önce bir sessizlik... herkeste bir tedirginlik. anne hiç bi şey demeden odanın içine girer, neler olup bittiğini anlamak için etrafı topluyomuş gibi davranır. siz ne yapacağınız bilemez halde derin derin nefes alarak, dört gündür güneşin altında bekleyen yemek gibi kokan iğrenç ötesi osuruğunuzu hızlı hızlı koklayarak yok etmeye çalışırsınız.
annenin biraz yanınıza yaklaşıp osuruğun kokusunu alıp göz göze geldiğiniz an bittiğiniz andır. araba altında kalmış kedi yavrusu gibi annenize masum masum bakarsınız. anne ise tepkisiz bir an öylece kalır. işte bu sessislik hayatınızın en uzun anıdır.
tam bu anda çalan telefon sanki bir mucizedir. anne koşarak telefonu açmaya gider. siz yerinizden kalkınca koltuk ile g.tünüzün arasında sıkışıp kalan osuruklarda böylece odaya yayılır. nasıl böyle osurduğunuza, bir osuruk yüzünden, osuruktan bir nedenden yaşananlara inanamayarak pencereyi açıp diğer odanın penceresinden balkona çıkarak anneye gözükmeden odayı tahliye edersiniz.