psikanalistin laboratuarında alet yoktur

entry2 galeri
    1.
  1. Erich Fromm'un Freud'a ilişkin olarak söylediği sözdür. Bunu Freud'un düşüncesinin büyüklüğünü gösterme amacıyla ifade etmiştir. Kuramsal psikoloji doğa bilimlerinin laboratuvarda kullandığı ölçüp-biçmeye ilişkin yöntemlerini taklit ederek, vicdan, iyi ve kötü gibi kavramları metafizik kavramlar olarak değerlendirerek bunu psikolojinin alanı dışında değerlendirmiştir. Bu minvalde yeni yöntemler tasarlamak yerine çok da yararlı olmayacak[Fromm'un bu düşüncesine temel bir soru işareti koymak gereklidir] önemsiz sorunlar üzerine değinmiştir. Psikoloji, Fromm'a göre, bu minvalde ruh dışında her şeyle ilgilenmiş ve ruhsuz bir bilim haline gelmiştir.

    işte tam bu dönemde Freud'un ortaya çıktığını ve aklın işleyişine engel olan tutkuları incelediğini belirtmektedir. Bu tutkuların açığa çıkması ile daha doğrusu "örtünün kalkması" ve hakikatin açığa çıkması ile aklın daha sağlıklı işleyişi sağlanabilirdi. Bu temelde "psikanalistin laboratuvarında alet olmadığını" onun ölçüp biçmediğini, buna karşın hastaların rüyaları, fantezileri ve kaygılarını çağrışım yolu ile bir kavrayış elde ettiği ortaya konulmuştur. burada temel problem "zihinsel rahatsızlığın ahlaki problemlerden ayrı olarak ele alınıp alınamayacağı"dır. temel olarak "ruhun istemlerinin dikkate alınması"na vurgu yapılır.

    Fromm daha sonraki yazılarında psikanalist ile rahibi birbiri ile karşılaştırır. Ama öte yandan Freud'un burjuva materyalizmi bakış açısı ile bazı meseleleri yanlış değerlendirdiğini de Freud üstüne yazdığı kitapta iddia eder. Freud'un bulguları temel olarak "orta sınıf"a dair bulguları temsil eder. Misal primal sahne meselesinde, burjuva ailesinde ebeveyn ve çocukların birlikte aynı yatağı paylaşmadığını; fakir ailelerde bu etkilenimin hemen hemen hiç olmadığını belirtir.

    Bu mesele öte yandan da psikanalizin "bilimsel olmadığı" iddialarının da temel dayanak noktası olacaktır. Karl Popper psikanalizin bilimsel olmadığını, çünkü bilimsel ölçütünün yanlışlama olduğunu belirterek iddiasını bu temel üzerine kurar. Bu iddianın "nafi yanlışlamacılık" adı altında, Lakatosh tarafından da eleştirildiğini belirtelim. Bir bilimsel argümanın yanlış olduğunda atılması kadar saçma bir iddia yoktur bu nedenle de Lakatosh tarafından eleştirilmiştir. Popper'in sosyal bilimler konusundaki bilimsellik ölçütü çoğunlukla yanlıştır. yaşamının son dönemlerinde de "situational analysis" adı altında düşünceleri olsa da, çok fazla işe yaradığını ve belli ölçütler verdiğini söylemek pek de mümkün değildir. Popper'in temel hatalarından biri, benim düşünceme göre, vahşi psikanaliz ile psikanaliz'i karıştırmış olmasıdır. Freud "vahşi psikanaliz" meselesine bir makalesinde değinir.

    edit: Nöropsikanaliz'i bu meseleden bağışık tutuyorum..
    0 ...