iki sene önce hangi akla hizmet yazmıştım bilmiyorum ama başlığı görünce paylaşmak istedim. Muhtemelen vakit kaybı olacak sizin için ayrıca imla hatası da bolca mevcut. Kulaklarım çınlasın istemem. Bu sadece dursun burada *
Yağmur, boyaları soyulmuş çürük tahta çerçeveli camları döverken, vücudum parçalara ayrılmadan önce ani bir hareketle gözlerimi açtım. Karmaşık bir rüya yine yükseklerden düşme faslıyla sona ermişti. Doğrulup saate baktım. Dokuz çeyrek. Yalnız kahvaltılardan nefret ediyorum. Hay nalet gelesice ! diye geçirdim içimden. Sanki hep birileri oluyordu yanımda, Münevver beni yalnız bırakalı on sene olmuştu ve on senedir kahvaltılarım hep yalnızdı
Sobaya birkaç odun yedirip üstünde ki güğümden çaydanlığa biraz su ekledim. Kapı genişliğinde ve yaklaşık iki metre uzunluğunda ki dar koridordan geçip avluya çıktım. Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa doğru yöneldim. içeri girdim ve yaklaşık on saniye tepkisiz bekledim. Ne alacaktım ? Neden mutfağa gelmiştim ? Yaşlılık diye geçirdim içimden. Allah belasını versin. Kolay mı elli seneyi alaşağı etmek. Beş seneye kalmaz bastonu da alırız elimize artık. Dudaklarımın arasından mırıltı halinde söverken iki metrelik dar geçitte aklıma geldi. Kahvaltı dedim. Hay avradını.. Hay eşek kafam! Kendime, yaşlılığıma ve yalnızlığıma kızıp odaya daldım üstümü giyindim. Senelerin eskitemediği, siyah renkli üzeri mavi şeritli şemsiyeyi alıp attım kendimi dışarıya.
Yağmur sevgililerin sarılıp yürüyeceği, romantik bir kıvama inmişti. Sokağın bitiminde ki büfeden içeri girdim. Selamın Aleyküm Sıtkı. Bir prestij ver bakayım oradan. Aleyküm selam levent abi. Hayırdır erkencisin bugün. Karadeniz'de gemilerin mi battı (Sırıtarak).
Sıtkının en bilindik atasözü ve ya deyimi bile doğru bir zamanda kullandığına şahit olamamanın verdiği alışkın tavırla Evden erken çıkmamla söylediğin deyim arasında nasıl bir bağlantı kurdun bre taharetsiz. dedim. Para üstünü verirken Bizim oğlan gelsin uğrarım yanına abi. Tavlada bi ifadeni alayım.dedi yine sırıtarak. Şansımı sikeyim ki senin gibi adamların ağzına laf veriyoruz. Hadi görüşürüz. Hızlı adımlarla kahvenin yolunu tuttum.
Her zaman ki gibi yine kapı dibinde ki masama geçtim. Muhsin beni görür görmez yanıma seğirtti. Hoş geldin şanssız levo. Çayın ve gazetelerin geliyor hemen. Getir kıblesiz piç diye geçirdim içimden. Adımı şansız levoya çıkartamadın ya için içini yiyor Elli yaşında ki adama taktıkları şu lakaba bak. Aramızda ki 9-10 yaşa bile bakmadan nasılda oturtuyor lakabı. Sinirden topuklarımı ritimlice vururken geldi bizim at tımarı. Buyur abilerin abisi bu çayın. Tam isteğin gibi, taptaze tavşan kanı. Buda gazetelerin. Başka bir emrin var mı abi ? dedi. Yüzüne bakmadan, kafamı hafifçe yukarı kaldırıp olmadığını belirttim. Yol aldı beynamaz. Şanssızmışım
Gazetelere şöyle bir göz gezdirirken bir başlık ilişti gözüme. Şansınıza güveniyorsanız bizi arayın. Haberin derinliklerine doğru inerken tüm şansızlıklarım gözümün önünden dökülüyordu. Sarmaşıkların önünde Marangoz ismail ile tavla atarken, ben iki marsı bitirmiş düze gidiyordum. ismail ise daha bir el bile alamamanın verdiği şaşkınlıkla sinirden zarı yutacak kıvama gelmişti. Tam o noktada bizim Sıtkı'nın oğlan geçiyordu. Önümüzde durdu. Bol şans levent amca dedi ve yol aldı. işte o noktadan sonra aldım dediğim oyunu dörde beş verdim. Küfür dağarcığımı genişlettiğim günlerin başında o gün gelir. Ardından ev almaya karar verip uygun fiyata başımı sokabileceğim bir ev buldum. Kredi çektim ve ertesi günü almak isteğim ev yandı. içinde olmadığıma dua etsem de şansızın şansı anca bu kadar olurdu heralde. Sonra yeni aldığım deri ceketim yandı. içinde bende vardım ama zamanında kurtarabildim paçayı. Yüzbir oynarken çift okeyle az mı hesap kaldı Şansızın şansıydı bende ki. Anca bu kadardı işte.
Bir de şu haberde ki telefonu arayıp bütün kahveye madara mı olacaktım. Yok yok kalsın. Bu yaşta ne şansıymış bu derken talihlilere verilecek ödüllere göz attım. Dubleks daire
Çayı hesaba yaz Muhsin
Gazeteyi ve şemsiyeyi kaptığım gibi evin yolunu tuttum.
Üzerinden hafif su damlacıklarının aktığı buğulu pencere kenarına çöktüm ve numarayı çevirdim.
ikilemez proje ve danışmanlık şirketi
iyi günler hanımefendi. Ben Yenises gazetesindeki ilanınız için aramıştım. Sanırı
Aaa.. evet. isminizi alabilir miyim? Diyerekten lafı ağzıma tıktı sekreter bozuntusu.
Levent
Levent bey detaylı bilgi ve başvuru için ofisimize gelmeniz gerekiyor. Gazetede alt bilgi olarak adresimiz mevcut ve başvurunun nereye yapılacağı da yazıyordu. Sanırım görmediniz.
Oldu o zaman. Ben başvuru için gerekli yere müracat edeyim. Teşek Demeye kalmadan suratıma kapattı şıllık.
inat değil mi girecem o yarışmaya kıraçam bu şanssızlığı. Şanssız levoymuş. Anandır lan senin şanssız levo. it oğlu it
Gazeteden adresi koparıp yola koyuldum. Bulvar birahanesinin ordan geçerken Çıtır Selin'in önce penceresine sonra balkonuna bir göz gezdirdim çaktırmadan.
Bir kadın kırkından sonra bu kadar güzelleşir mi lan şimdi gençliğinden daha güzel şerefsizim. Hele o leventcim deyişi o işvesi nazı yok mu ahh ahh eski levent olsaydım ne olurdu. Laf aramızda mumu erittik iyice. Son demlerini yaşıyor meret.
Münevver duymasındı bu söylediklerimi. Valla koparırdı yaygarayı. Bir keresinde televizyonda ki hatuna bile maşallah deyişimi kıskanmıştı. O gün bugündür sineklerden bile uzak durmuştum. Maazallah dişi filandır yerdik kafamıza düdüklüyü. Hoş ondan sonra kimse giremedi ne o eve ne hayatıma. istedim aslında çok istedim, mecburiyetten, yalnızlıktan Ama şansımız yaver gitmiyor ki ilk girişimi Muhsinin kahvesinin iki dükkan yanında ki Tuhafiyeci Zehraya yapmıştım. Koparmıştı yaygarayı zilli. Karı çirkefliğiyle ün salmış olmasa mahallelinin diline düşecektik kart horoz diyeceklerdi. Hatta hem kart hem şanssız hem de horoza çıkacaktı adımız. O gün ilk ve son girişimimdi. Zaten oldum olası anlamam bu kadın işlerinden.
Elimdeki gazete parçasını çıkarıp baktım, doğru sokak. Ve işte ofis.
Bina iki katlı hafif bakımsız, tarihi bir hava yaymış mahalleye. Girişinde dönmeyen ufak bir döner kapı var. Sanırım giriş yan taraftan. Hanzonun birisini dikmişler kapıya. Buralardan geçmişliğim vardı zamanında ancak hiç gözüme ilişmedi. Halbuki dikkat çekici bir bina. Hadi ya bismillah.
selamın aleyküm diye yanaştım.
alaykum salam dayı buyır dedi hanzo.
gazetede ki ilan için gelmiştim
inceden süzdü beni gavat, senin neyine bu yaşta yarışma dercesine (Buradan dayıyı açlık oyunlarına göndericem. *)