Bir yerden sonra (yaşla alakalı olarak) hakkında düşünülen, söylenen, planlanan tüm o şeyleri tınlamayan, sadece işine bakan insan olandır. Kaderine boyun eğebilir. N'apalım anasını satim der bir noktadan sonra. Ergenlik biteli çok olmuştur. Gençliğin de son tangoları geldiyse, 30' a yaklaştıysa yurdum erkeği kendinden küçük hanımefendilerin internet ortamlarında veya sosyal hayatlarında yaptığı tespitleri tınlamaz. Neden? Algılar açılıyor, zevkler filtreleniyor. Gençken sırf fiziği düzgün diye baktığı kızı bu sefer daha çok ruhen ve yine fiziksel olarak kendince bir teste tabi tutuyor türk erkeği. Sebep? Evlenme ihtimali. Adam düşünüyor, lan ben şimdi bu dişiyle beraber olsam anlaşabilir miyim, zevklerimiz uyuşur mu (ki türk kızlarının esmesine, gürlemesine bakmıyoruz o kadar. Giyiminiz bile ele veriyor artık sizi.), beklentilerim karşılanır mı, beklentileri karşılayabilir miyim diye. Ha bir de kimse kusura bakmasın ama beraber olduğum kızın fiziğine bakarım. Evlenme karşıtı bir insanım ama diyelim eskaza evlendim. Kafa olarak anlaşma zaten şart da, bir de şu var; Küçük yaşlardan beri spor yapmış, düzgün anatomimle evde nutellaya, biber dolmasına gömmüş kızın genleri karıştırırsam hem kendime, hem dünyaya, hem de doğacak olan çocuğuma haksızlık etmiş olurum. Okunmuş kitaplar, yazılmış yazılar, kültür uyuşmazlığı konusuna girmiyorum bile (zaten türk kızı kendince kültürel olarak türk erkeği in çok üstünde. Kendince ama.). Bunlar işin çooook ince boyutları aslında türk kızı hakkında yazılanların. O yüzden yaşı bir yere gelmiş, işinde gücünde, hayattaki tek amacı kafa dinlemek ve az da olsa, kendi çapında hayat standardını yükseltmeye çalışan türk erkeğini diline dolama artık türk kızı. Ya kendini geliştir öyle git birinin karşısına eğer düzgün birini arıyorsan, ya da kişiliğini bile bilmediğin italyan, ispanyol ya da herhangi bir uyruktan olan erkeklere git.
Ulan sizin yüzünüzden idolüm serdar kılıç oldu, onun hayatı gibi bir hayat istiyorum anasını satim!