Son kitabı Yurttaşların Cinlerle Bitmeyen Savaşını okuyup bitirince, gözümü hücrenin tavanına dikip düşünmeye başladım:
Kimdir Nihat Genç?
Geçen yıl Ankarada rahmetli Erhan Gökselin cenazesinde tanıştık; birkaç dakika sohbet ettik; o kadar tanışmamız
Ama
Ben Nihat Gençi iyi tanıyorum; tanıdığımı düşünüyorum; düşünsel yoldaşlık böyledir.
Bir kere
Onun adı Nihat değil; inattır!..
Trabzonun dış mahallesinde büyümüş, ama gönlünün şatosunda yaşayan soylu bir bilgedir.
Her türlü zorluk-yokluk içinde, büyük kalmak için hiçbir zaman alçalmayan, kendisinin efendisi bir yazardır.
Katıksız, duru bir insandır.
Bitmez tükenmez bir enerji kaynağıdır. Metinleri, sözleri volkandan fışkırıyor gibidir. Büyük sessizliğin çığlığıdır bunlar oysa. Kendisini hakikate adamıştır; gönül gözü halktan gizlenenleri görür ve çelik iradesi kalemine yansır.
Sert görünür ama yaşama renk ve iyilik katan ruh inceliğine sahiptir.
Kimseyi satmaz, kendisine ihanet etmez. Kâhinsel bir iyilik barındırır yüreğinde. Merhametlidir.
Ve fakat sevmedikleri de yok değildir hani:
Dalkavukları, acımasızları, utanmazları, namussuzları, ahlaksızları, vicdansızları, kurnazları, küstahları, kibirlileri, günahkârları, sırnaşıkları, kültürsüzleri ve para- makam- güç için değerlerinden, namuslarından vazgeçenleri; yani modern çağın canilerini sevmez
insanın kendini alçaltmasını, hızla tükenmesini, bir hamlede şan-şöhret sahibi olmak için zorbalığa başvurmasını, boyun eğmesini, köpekleşmesini anlayamaz.
Dış düzeyleriyle yaşayan içi boş insanları görmeye tahammülü yoktur. Kurnazlık bilmez; içindeki masumiyeti öldürmek istemez çünkü.
Karanlığa ezan okuyan Müslümanlardandır.
Saftır, utangaçtır, çekingendir. Çünkü Anadoludur.
Çorak topraklarımızdaki kırmızı çiçektir; hep koparılmak istenir; çünkü güzel kokusu, düşüncesidir.
Medyada barındırılmaz, çünkü pazarlıktan anlamaz; esnaf yazar değildir.