asırlar süren türk tarihinde sayısız devlet kurup, üç kıtaya hükmeden asil türk milletinin girdiği bir çöküş sürecinde tam da her türk'ün rum, ermeni tecavüzlerine uğrayacağı, topraklarının elinden alınacağı, bir anda geceyi aydınlığa çeviren, güneş'in huzur veren parıltısı gibi engin türk semâlarını aydınlatan tek adam.
imkansız ezberini bozan yüce karakter, zanneder misiniz ki rahat bir hayat sürdü? zanneder misiniz ki sâdece oturduğu yerden işgal kuvvetlerine "çıkın lan topraklarımızdan" dedi? savaştı, yokluklara rağmen, olanaksızlıklara rağmen.
dış güçlerle anlaşmış devlet yöneticileri, bizim önümüze bu maddelerin gelmesine neden oldu;
mondros ateşkes antlaşması;
nitekim 7 nci madde hükümlerine dayanarak fransızlar; 7 aralık 1918'de antakya'yı, müteakiben iskenderun'u, 20 aralık'da adana'yı, 29 aralık'da tarsus'u işgal ettiler. ingilizler; 13 ocak 1919'da kilis, 15 ocak'da antep, daha sonra urfa ve maraş bölgelerini işgal ettiler. ancak ingilizler, bu bölgeleri bilahare fransızlar'a terk ettiler. italyanlar ise; 22 mart 1919'da antalya ve burdur, 11 mayıs'da bodrum, 12 mayıs'da fethiye ve marmaris'i işgal ettiler.
nihayet 15 mayıs 1919'da da yunanlılar izmir'i işgal ederek ilk iki gün içinde 2. 000 civarında türk'ü katlettiler. itilaf devletleri'nin işgalleri devam etti ve bir süre sonra tüm ülke genelinde yaygınlaştı.
--- spoiler ---
sönmekte olan bir ocak "o"nun sâyesinde tekrar aydınlandı;
lozan antlaşması;
* türkiye suriye sınırı, fransızlarla imzalanan ankara antlaşmasına göre kabul ediliyor.
* irak sınırı: musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için bu konuda ingiltere ve türk hükümeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklar.
* türk-yunan sınırı mudanya ateşkes antlaşmasında belirlenen şekliyle kabul edilmiştir. meriç nehri'nin batısındaki karaağaç istasyonu ve bosnaköy, yunanistanın batı anadoluda yaptığı tahribata karşılık alınacak savaş tazminatına karşılık elde edilmiştir. ayrıca gökçeada ile bozcaada bizde, diğer ege adaları yunanistan'da kaldı. yunanistan, türk sınırına yakın olan adalarda asker bulundurmayacaktı.
* kapitülasyonlar: tamamı kaldırıldı (en büyük siyasi başarı)
* azınlıklar: tüm azınlıklar türk uyruklu kabul edilerek hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacaktı. batı trakyadaki türklerle istanbuldaki rumlar dışında anadolu ve doğu trakyadaki rumlar ve yunanistandaki türkler mübadele edileceklerdi.
kolay olmadı bu süreç, açgözlü avrupa köpekleri hasta adam ilan ettikleri türkleri, kendi jandarmaları yunanlılar ile ezebileceklerini düşünmüş, fena gafil avlanmışlardı.
ardından yeni bir cumhuriyet kuruldu. 29 ekim 1923 artık anadolu'da şeyhlerin değil milletin sesi yükselecekti. yaşanan hızlı bir kalkınma süreci, yapılan onca devrim sonucu türk insanı uygarlık seviyesinde birkaç kat yükselmiş geleceğe umutla bakan bir millet olmuştu...
amma velakin...taşıyamadı...türk milleti 1950 dp'sinden beri başına getirdiği insanlar yüzünden hep hebâ oldu. önce 6-7 eylül olayları yaratıldı, türk insanına barbar dendi, dost amerika yakında dendi, kıbrıs için ambargo haberleri geldi, ülke dış dünyaya açılıyor kahrolsuın komünizm dendi, kanla alınan toprakların parayla satın alındığını gördük...
darbelerle, tank paleti sesleriyle yarıldı türk demokrasisi ve sırada yeni dünyada bir cümle kuruldu...
- bizim çocuklar başardı...
hızlı bir gerileme dönemine girdi türkiye...
önce iran'da rejim değişikliği oldu, islam'ın kulu kölesi olmaya adamış tuhaf bir sistem ve o sırada yaratılan "türban" iran'dan ithal edildi türkiye'ye...sorun oldular gençleri zehirlediler.
a.b.d.'ye ve avrupa'ya pek çok özel imtiyaz verildi...neler duymadı ki türk halkı bu dönemde ? "kanlı mı olacak kansız mı ?, "benim memurum işini bilir", "siz isteseniz hilafeti bile getirirsiniz" ve rte'den "hem müslüman olunup hem de laik olunmaz" sözleri...
derinden yaraladı bu laflar aydın türk insanını...aydın demişken yeni tür aydınlar çıktı başımıza...orhan pamuk, hasan cemal gibi gazeteciler, bıdı bıdı....
sonra farkettik ki ülke hakkında yalan olmasına rağmen olumsuz konuşan herkes avrupa tarafındna pohpohlanıyordu, "ermeniler öldürülmüş, al sana ödül" gibi.
sonra kürt isyanı başlatıldı a.b.d. tarafından, ırak'ta beslendi, üzerimize gönderildi. 300 milyar dolardan fazla masrafa neden oldu terör...
ulus devlet modelini habire bir kenara iten devlet yöneticileri artık atatürk'ü sadece resimleri önünde yalan söylenilecek kişi olarak görüyorlardı...
kısacası savaşarak bize verdiği özgürlüğü, resmen masa başında iade ettiğimiz önderimizdir mustafa kemal atatürk.