sanıyor musunuz ki biz böyle abaza ve ahlaksız doğduk ? sanıyor musunuz ki annemizin karnından "kezbaaan" diye ağlayarak çıktık ? hiç mi kendimizi brave heart'taki william wallace gibi hissetmedik ? hiç mi aşkımıza sadık olmadık ? hiç mi bir el kızının uğruna ölmeyi göze almadık ? hiç mi şövalye ruhunu yaşamadık ?
her bir kızın kendini gelinlikler içinde, sevdiğinin göğsünde uyurken görmek istediği kadar, bizde kızları başımızın tacı etmek, iki elimiz kanda olsa korumak, her derdine derman olmak istedik...
içimizde belki 10 tane william wallace, 20 tane last mohican, 85 tane gladyatör vardı. fakat siz hatun tayfası, hayır dediniz.. bunlara hayır dediniz. sandınız ki dünya kukunuzun etrafında dönüyor. tek istediğimiz kukunuzu öpmek olduğunu sandınız. ***
öyle değildi lan. öyle değildi. hatta o kadar öyle değildi ki, biz size dokunmaya kıyamıyorduk. okuldaki en sert elemandan dayak yemeyi göze alırken, sizin elinizi tutmaktan çekiniyorduk. sınav akşamı tüm kitapları kapatıp şiirler yazıyorduk. yorganın altına girip ağlıyorduk. size ne kadar aşık olduğumuzu anlatmamıza yeter bir kelime var mı acaba diye düşünüyorduk. sevgililer gününü sizinle geçirmenin hayalini kuruyorduk. annemizi babamızı hiç saymaya bile hazırdık. okulu bırakmaya geleceğimizi yakmaya hazırdık.
ama..
ama siz sarışın mavi gözlü olanı seçtiniz. sigara içip, küfür edeni seçtiniz. her sabah saçıyla 1 saat uğraşıp kirpi gibi okula geleni seçtiniz.
biz delikanlıydık o zamanlar. sizin için allah'ı karşımıza alırdık. köpeğiniz olurduk. erkeğiniz olurduk. ağlayacak omzunuz, dostunuz...
neyse zaman geçti..
biz sizin seçtiğiniz dümbüklerle ruhani savaşlar verip şehit düşerken, siz kukunuzun keyfine baktınız..
dayak yiye yiye dayak atmayı öğrenmek diye bir olay vardır. şartlandık. delikanlılığın, yiğitliğin, şövalyeliğin bi sikime yaramadığını gördük..
tepkimizi gösterdik. inanmaya inanmaya, "çakıcan bırakıcan" dedik. her söyleyişimizde bu sözü aklımıza o kız geldi.
siz her burun kıvırışınızda bir erkek bunları hissediyor düşünüyordu..
çok önem verdiğiniz * o iç güzellik bizlerde alasıyla vardı.
ama pes ettik. ayıyı bile döve döve sirkte maymun ediyolar. biz ne kadar direnebilirdik ki ?