bir camus hayranı olarak söylüyorum; yabancıdaki nihilizm anlayışı tamamen teoriktir. Zaten gerçekte camus annesine çok düşkündür, hatta Cezayir'in Fransa'ya karşı özgurluk mücadelesini neden desteklemedigine yönelik bir soruya "çünkü annem hala Cezayir'de yaşıyor özgürlüğü seviyorum fakat annemi daha çok seviyorum." Diye yanıt vermiştir, bana gôre nihilizm ve varoluşçuluktan sonra felsefenin henüz bitmediğinin kanıtıdır yabancı.
çünki camus insanın evrendeki yeri, genin bencilliği- toplumculugun insan doğasına aykırı oluşu, gibi konularda zirve adamdır, bana göre 20. Yyın peygamberidir ancak; yakın çevre ( yabancıyı ele alırsak anne-sevgili) ilişkileri konusunda oldukça amatördür, evet insan bireysel olarak var olur dış dünya çok büyük ve kontrol dışıdır ancak aile, eş, dost hariç. Zira insan yakın çevre ilişkileriyle Yaşar en bireyci insan için bile kimsesizlik dayanılmazdır. Halbuki mersult arada hiç bir problem olmadıgı halde annesinin ölümünü önemsemez, kimsesizdir ve bu umurunda değildir. Işte camusun amatörlügü burada çünkü dış dünyayı önemsememek iç dünyanızı ve yakınlarınızı daha çok önemsemeyi doğurur.