Ekonomik işbirliği ve Kalkınma Örgütü tarafından üç yılda bir yapılan ve 15 yaş grubundaki öğrencilerin zorunlu eğitim sonunda hayata hazır oluş durumlarını belirlemeyi amaçlayan dünyanın en kapsamlı eğitim araştırması PISA 2012 (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) sonuçları açıklandı. PiSA 2012ye göre Türkiye değerlendirilen 65 ülke arasında ilk 40a giremedi. Matematikte 44. sırayı alan Türkiye, fende 43, okuma becerilerinde ise 42. sırada yer aldı....
--spoiler--
OECD dün 2012 PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) test sonuçlarını açıkladı. Türkiyenin OECD içindeki sırası pek de değişmedi. Olumlu olan tek tarafı, öğrencilerin üç kategoride aldıkları puanların ortalaması 2009da olduğu gibi yükseliyor olması. Ama şurası çok açık, 2012de 2009a göre daha az bir artış olmuş. Artış ivmesinde yavaşlama gözleniyor. 2009daki hızlı puansal artış için yapılan OECD değerlendirmesinde, 1999daki zorunlu eğitimin 8 yıla çıkarılmasının ve okullaşmadaki artışın etkisi olarak görülmüştü.
2012de, 2009a göre okumada 11, bilimde 9, matematikte ise sadece 3 puanlık iyileşme var. 2012de, 2006ya göre bakıldığında, bilim puanı 39 puan artarken, okumada 28, matematikte 24 puan artabilmiş.
PISA 2012 sonuçlarına göre Türkiyenin OECD içindeki ülkeler sırasında; okumada, en üst dilimdeki öğrenciler 4 sıra, kötü dilimdekiler ise 1 sıra yükselmiş. Bilimde her en iyi ve en kötü iki dilimde birer sıra yukarı çıkmışız. Kötü haber matematikte; olduğumuz yerde kalmışız. OECD dışındaki 31 ülkeyi de kapsayan 65 ülkelik sıralamada düştüğümüz tek alan matematik. Türkiye, en üst dilimde bir sıra (41. sıradan 42ye), en alt dilimde ise 2 sıra aşağı (44.sıradan 46ya) inmiş.
Türkiyedeki 15 yaş grubundaki öğrenciler, OECDdeki akranlarının ortalama puan değerlerine; en çok okumada yakın, en çok matematikte uzaklar.
OECD, rapordaki Türkiye değerlendirmesinde; matematikte en düşük 10. dilimdeki öğrencilerin başarısında 2003e göre 300 puandan 338 puana çıkıldığını ve bunun önemli bir başarı olduğunu not düşüyor. On yıllık dönemde, okullar arası farkların kapanmadığını, ancak aynı okuldaki en yüksek performansa sahip öğrencilerin performansları değişmezken, en düşük performansa sahip öğrencilerdeki iyileşme ile iki grup arasındaki farkın azaldığını not düşüyor.
Ancak matematik başarısını gösteren tabloda da yer aldığı gibi, 2006dan 2009a gelinirken sağlanan 10 puanlık iyileşme o yıllarda kalmış; 2012de de öğrencilerin yüzde 42si 2.seviye altında, en başarılı olan kesim de 5. seviye üstünde yüzde 5.9da. Sadece karşılaştırma için Çinde (Şanghay ölçümü), 2. seviye altı yüzde 3.8de, 5. seviye ve üstünde ise yüzde 55.4te.
Okuma ve bilimde de, en yüksek dilimlerden çok en düşük dilimlerde çok minimal de olsa iyileşme gözleniyor. Ancak kayda değer değil.
Gelişmiş ülke olma yolunda en önemli sermaye eğitimli insan kaynağı. Bunun da ölçüsü, aynı sınava katılmış diğer ülkelerle yapılan karşılaştırma. Hem de yakın gelecekte işgücüne katılacak bugünün genç kuşağının, uluslararası rekabette nerede olduklarını gösteren PISA testi.
PISAda iyileşmenin yavaşladığı gözleniyor. Özellikle, katma değer yaratacak, verimlilik artışına ve yenilikçiliğe temel oluşturacak matematik bilgisindeki görece eksiklik ve başarısızlık, gelecekte olmasını arzu ettiğimiz rekabetçi bir ekonomi açısından umut kırıcı. Umut kırıcı, çünkü bu alanda kaygılı olduğunu belli eden ve geleceğe dönük bir planı olduğunu hissettiren bir siyasi irade de yok. Uğur Gürses.
--spoiler--