En başta küçük dertler başladı. Daha önce benim için herhangi bir tehlike teşkil etmeyen oyuncu abazanları birer tehdit haline gelmeye başladı. Online olanlar kafamda bir Swat edasıyla kırmızı nokta ile işaretleniyordu. O sıralar bizimle oynamayı seven bir kişilik var. Benden 4 yaş büyüktü. Bir erkekte tiksindiğim ne kadar yavşaklık varsa bir insan üstüne toplar mı? Topluyormuş efendim. Kadın forumlarında dolaşmalar, sevgilisinden ayrılanları teselli etmeler (if you know what i mean), abuk subuk party-boy olma çalışmaları hep bu adamdaydı. Hiç ağır davranmasını bilmez, tencere-tava şıngırdasa kalkar oynardı. Adam kalbimi sıkıştırıyordu resmen. Bu erkek bozuntusu, kendisinden yeterince nefret etmediğime kanaat getirmiş olacak ki, "O" ile ilgilenmeye başladı. Tabi hiçbir korkum yok "O" adına. Ne dersem yapılıyor, ikinci defa birşey söylemiyorum. Birgün bir baktım efenim, bunlar aynı oyunda el ele kol kola zombi kesiyor. Şalterler attı tabi adamın niyetini bildiğimden.
Çıkarttım oyundan tabi. Üstüne sildirdim birde. Şimdi burada özel hayata bir müdahele vardı hakkım olmadan zira ortada daha birşey yok, bunu görebiliyordum ama karşı taraf bundan hiç alınmadı. Aksine hoşuna gitti. Hazır hoşuna gitmişken, mavi kimliği olan herkesi birkaç saniyede temizleyiverdim listeden. Korkum yoktu aslında, hem tepkisini merak ettim, hemde herhangi bir densizlik yaşasın istemiyordum açıkçası.
Neyse efendim böyle küçük kıskançlık olaylarından birkaç tane daha yaşandı. Bu sırada ben ne yaparsam aynı şekilde beni taklit eden, dünyanın en efendi çocuğu olan bir kardeşim var. Ben ne oynarsam oynuyor, dışarı çıkarsam gelmek istiyor vs. Ben L4d2 oynuyorum diye o da başladı tabi. Arada birkaç soru sormaya geliyor, tersleyip gönderiyorum. Doktor tavsiyesiyle üzüntü ve stres yaşamasın denmişti kardeşime. Bu yüzden el bebek gül bebek büyüdü. Her dediği yapıldı. Hiç sertlik görmedi. Ben bunu kendi görevim bilip hep biraz sert davrandım. Her zaman korktu abisinden. Tabi bilmiyor böyle davranmamaın sebebi kendisini sevmemem değil. Kimse bir çocuğu annesi kadar sevemez derler, buradan anneme meydan okuyorum sözlük. Varsa bi aleti falan, taksınlar, benimki onunkini geçer. Neyse efendim, birgün çaldı kapımı kereta. Cevap vermedim. Vermezsem girmezdi. Bir daha çaldı. "Gel" dedim. Girdi. Birşey derim ya da kızaırm diye o kadar çekinceli konuşuyor ki görmeniz lazım, yiyesim var ama yemiyorum. Parmaklarını birbirine vuruyor falan. 10 yaşında daha.
-Abi, ya şey sorucam ben, "O" abla niye gelmedi bugün, birşey soracağım da kendisine.
Önce toparlayamadım kafamda. Bir anda "Sen nereden biliyon lan onu" diyebildim. Efendim meğerse, bu ben ilgilenmiyorum çocukla diye(durumu biliyor), herşeyine yardımcı oluyormuş. Sorularını ona soruyor, ödev konusunda yardım lazımsa ona gidiyormuş. Kendisi gelip söylemiş, birşey istersen bana söyle, abinden korkarsan ben ileteyim falan diye.
Allah'ım anlatamam bir hoşuma gitti. Şimdi aslında bu arkamdan iş çevirmek kategorisine giriyor ama, dehşet şirin birşey yaptığı. (Maşallah hocam) O gün de meğer oyunda bir yerde takılmış, ona soracakmış. Gelmeyince merak etmiş ablasını, gelip bana soruyor. Bu çaktırmadan kendini aileye sokma çabasını öğrenmiş oldum böylece ama, herkes bunu benim gördüğüm kadar şirin görmüyormuş. Bazıları efendim, çok rahatsızmış.