türk polisi

entry2194 galeri ses1
    1591.
  1. ne boka yaradıklarını sürekli sorguladığım, yalaka ve koyunlar topluluğu.
    sadece gezi olaylarında değil, yanlış anlamayın. gezi olaylarında birçok arkadaş ilk defa tanıştı polislerle.
    ben daha önceden tanıyordum. mesela bir örnek vereyim, ben hayatımda bir kez polise gittim. bir kez işim düştü sadece. hani diyorlar ya bazıları "işiniz düştüğünde yine polise gideceksiniz" diye.
    benim bir* kere işim düştü.
    bir gün annemin binbir zorlukla aldığı telefonum çalınmıştı. şikayet etmek için polise gittim. aramızda şöyle bir diyalog geçti girişteki memur yavşakla. tabi o zaman lise 3'e falan gidiyordum;

    --spoiler--
    (b'ler ben, m'ler memur)

    b; selamun aleyküm
    m; aleyküm selam
    b; abi telefonum çalındı da, bana bir yardımcı olabilir misiniz?
    m; olalım. imey numarasını ver görüşmeye kapatalım telefonu.
    b; abi ben bilmiyorum o dediğini. hem de bana telefonun kendisi lazım.
    m; bilmiyorsan yapabileceğimiz bir şey yok. adını biliyor musun hırsızın?
    b; nereden bileyim abi?
    m; o zaman artık üstüne bir bardak su içeceksin.
    b; abi etrafta tonlarca kamera vardı. yani hiç bir şey yapmayacak mısınız? en azından yüzünü görmüş olursunuz herifin.
    m; kamera varsa ne olmuş? yüz tanıma sistemi mi var bizde? hahaha. sen çok arka sokaklar izlemişsin herhalde.
    b; tamam abi kolay gelsin o zaman.
    m; sağol canım. sen de uyanık ol bir daha çaldırma.
    --spoiler--

    sadece bu da değil. bir gece bir kadının çantası çalınmış bizim mahallede. hiçbirimiz kadını tanımıyoruz. hiçbirimizin bu olaydan haberi de yok.
    biz dediğim de 4-5 arkadaşız yani. bir köşede oturmuş çekirdek çitliyoruz muhabbet ediyoruz falan. neyse, bu kadın yolda devriye gezen polisleri görmüş. çağırmış, "çabuk gelin birisi çantamı çaldı" demiş. polisler de nasıl birisiydi demişler kadın da demiş ki "üstünde kırmızı tişörtü vardı."
    biz köşede çekirdek çitlerken polisler geldi. bir tanesi yanlarındaki kadına dönüp, eliyle de bizim arkadaşı göstererek "bu muydu?" diye sordu. bizim arkadaşın da üstünde kırmızı tişörtü var.
    kadın da "buydu" demesin mi?
    çocuğun ne oluyor demeye bile fırsatı olmadı. aldılar arabaya bindirip götürdüler. çocuk sırf mahkemeyi beklerken 45 gün metris'te yattı. *
    ulan orospu çocukları şimdi nasıl vereceksiniz o gencecik çocuğun içeride yattığı 45 günü? ulan hadi o çocuğun ailesi de çalışıyordu. maddi sıkıntıları yoktu. ya çalışıp ailesine falan bakan birisi olsaydı?

    ortada bunun gibi onbinlerce şerefsizlik varken bu yavşaklar topluluğunu savunan adamların ben amına koyarım. kusura bakmayın ama koyarım.
    vay efendim milletvekili* polise nasıl tokat atarmış.
    o polis kendisinden kağıt üstünde "alt mertebe" olan vatandaşlara kafa göz girebiliyorsa, yeri geldiği zaman döve döve öldürebiliyorsa, milletvekili de kağıt üstünde kendisinden alt mertebedeki polise canının istediğini yapar. ben milletvekili olsam tekme tokat girişirdim götverenlere. elleri dert görmesin.
    meseleye siyasi olarak falan da bakmıyorum. polis orada sıktığı tazyikli suyla onlarca kişiyi yerlerde sürüklerken bırakın da birisi tokat atsın.

    hadi eyvallah.
    0 ...