yoksunluklarla geçen bir hayata sahip olmaktır.
bir de lise mezunu ve en alt kademeden bir memur iseniz kıskançlıktan çatlayacak raddede fesatlaşmış, ruhunuz lanetle kaplanmıştır. öğretmenlerle, bankacılarla, doktorlarla, mühendislerle arkadaş olamazsınız yanlarında ya cahil ya da atıp tutan bir boşboğaz olarak kalırsınız. yaş 40 ı aşınca çevrenizdeki gençlerden tiksinmeye, hayatlarını cehenneme çevirmenin planlarını yapmaya başlarsınız. ve bu yaptıklarınız onun iyiliği içindir. kaderin önüne geçilemez, fikrini düstur edinmişsinizdir. sözde her hür fikri her cesareti alkışlarsınız, ancak cezalanmasınıda sabırsızlıkla beklersiniz. en küçük bir yenilik hayatınızı altüst eder. yenilikleri kavrayacak zekanız olgunlaşmamıştır. buna mukabil her türlü art niyetli, pislikçe fikirler aklınızdan geçer. bunları uygulamaya koyabilmek için kendinize kendiniz gibi bir lanetli ararsınız. her şey sizi yorar. boş bir odada yapacak bir iş olmadan oturmak bile. çünkü dışarıda hayat vardır. yani kıskanılacak insanlar. geçen zaman defedilmiş insanlar, hayatı karartılacak yeni nesilleri getirir. emeklilik gelince yerinize sizi ve kasabanızın lanetini en iyi temsil edecek yeni birine bayrağı teslim edersiniz. ve bu sürünceme sonsuza kadar sürer gider.